ÇAĞA:
(Tür.). -
Çocuk.
ÇAĞAÇAR:
(Tür.) Er. - Çağ
açacak kimse.
ÇAĞAKAN:
(Tür.) Er. - Çağı
yakalayan, çağdaş.
ÇAĞAN:
(Tür.) Er. -
Bayram, şenlik.
ÇAĞANAK:
(Tür.) Er. -
Körfez, liman.
ÇAĞAR:
(Tür.) Er. 1.
Bayram. 2. Kalın ve kuvvetli deve kösteği. 3. Doğan kuşu.
ÇAĞATAY:
(Tür.) Er. 1.
Yavru at, tay. 2. Doğu Türklerine, lehçelerine dayanılarak verilan ad. -
Çağatay Han: Cengiz Han'ın 2. oğlu Çağatay. Müslümanlara ve dinin
emirlerine karşı politika uygulamakta ve Moğol yasasını tatbik etmekteydi. Gusl
abdestini yasaklamıştı. Hristiyan dostu olarak bilinmektedir. Marco Polo
kendisinin vaftiz edildiğini kaydetmiştir.
ÇAĞILI:
(Tür.). 1. Çağla
ilgili. 2. Çakıl. 3. Çağla. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
ÇAĞIN:
(Tür.). -
Yıldırım, şimşek. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
ÇAĞKAR:
(Tür.) Er. -
Canlı, dinamik, çalışkan.
ÇAĞLA:
(Tür.) Ka. -
Olgunlaşmamış meyve, bazı meyvelerin olgunlaşmadan, henüz yeşilken yenen
hali.
ÇAĞLAR:
(Tür.). -
Çağlayan, şelale (bkz. Şelale). - Erkek ve kadın adı olarak da
kullanılır.
ÇAĞMAN:
(Tür.) Er. -
Çağın insanı.
ÇAĞNUR:
(Tür.) Er. -
Çağın nuru, zamanın nuru. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
ÇAĞRI:
(Tür.) Er. 1.
Çakır gözlü. 2. Mavi hareli göz. Çağrı bey (990-1060). Büyük Selçuklu
devleti hükümdarı Tuğrul beyin kardeşi. Çağrı bey müslüman olduğunda Davud
ismini aldı. Kardeşi Tuğrul ise Muhammed ismini almıştır.
ÇAKA BEY:
(Tür.) Er. -
Oğuzların Çavuldur boyundan olan Türk beyi. XI. yy. ilk yarısında İzmir
bölgesinin hakimi oldu.
ÇAKAR:
(Tür.) Er. -
Parıldayan, ışık veren.
ÇAKIR:
(Tür.). -
Mavimsi, mavi renkli, gri benekli gözleri olan kişi. -Erkek ve kadın adı olarak
kullanılır.
ÇAKMAN:
(Tür.) Er. 1. Amacına erişen, ulaşan kimse. 2. Süt
mavisi.
ÇAKMUR: (Tür.) Er. 1. Yarı uykulu bakış. 2.
Sert taş. 3. Pinti.
ÇALAP: (Tür.). 1. Tanrı. 2. Ateş. -İsim
olarak kullanılmaz.
ÇALAPKULU: (Tür.) Er. - Tanrı kulu-
Abdullah.
ÇALAPÖVER: (Tür.) Er. - Tanrı'nın övgüsüne
mazhar olmuş kişi.
ÇALGAN: (Tür.) Er. - Yatağı taşlık olan ve
gürültüyle akan su.
ÇALKIN: (Tür.) Er. - Alev.
ÇAPAN: (Tür.) Er. - Tatar, ulak,
postacı.
ÇAVAŞ: (Tür.) Er. 1. Güneş. Güneşli yer.
2. Güney.
ÇAVLAN: (Tür.). - Büyük
çağlayan.
- Erkek ve
kadın adı olarak kullanılır.
ÇAVLI: (Tür.). - Ava alıştırılmamış doğan.
Çavlı Çandar: (Öl. 1146). Selçuklu emiri. Sultan Mesud döneminde yararlı
işler yaptı.
ÇAYKARA: (Tür.). - Küçük akarsu, yazın
kuruyan küçük akarsu. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
ÇELEBİ: (s.) Er. 1. Efendi, nazik ve kibar.
2. Şehir terbiyesi almış okuryazar kimse. 3. Osmanlı devletinin ilk devirlerinde
şehzadelere verilen unvan. Musa Çelebi, Süleyman Çelebi.
-
Mevlevi
tarikatının başı bu adla anılırdı. Mevlana veya Hacı Bektaş soyundan olan kimse.
ÇELEN: (Tür.) Er. 1. Yakışıklı delikanlı.
2. Tepelerin kar tutmayan kuytu yeri. 3. Açıkgöz, becerikli, kurnaz. 4. Evlerin
dışında bulunan saçak.
ÇELGİN: (Tür.) Ka. - Yaralanarak kaçan av
hayvanı.
ÇELİK: (Tür.) Er. 1. Su verilip
sertleştirilen demir. 2. Çok güçlü kuvvetli. 3. Kısa kesilmiş dal.
ÇELİKEL: (Tür.) Er. - Çelik gibi güçlü
el.
ÇELİKER: (Tür.) Er. - Çelik gibi güçlü
kimse.
ÇELİKHAN: (Tür.) Er. - Güçlü hakan,
yönetici.
ÇELİKKAN: (Tür.) Er. - Güçlü soydan gelen
kimse.
ÇELİKÖZ: (Tür.) Er. - (bkz. Çelik).
ÇELİKSU: (Tür.) Er. - (bkz.
Çelik).
ÇELİKYAY: (Tür.) Er. - Güçlü,
kuvvetli.
ÇEMAN: (Fars.) Ka. 1. Salına salına
yürüyen. 2. Nazlı sevgili.
ÇEMENZAR: (Fars.) Ka. - Otlak.
Çimenlik.
ÇERAĞ: (Fars.) Er. 1. Yağ kandili, lamba,
mum. 2. Atın şaha kalkması. 3. Çırak edilme. 4. Bir memuriyete ve ihsana nail
olan. 5. Vazifesinden emekli edilen.
ÇERME: (Tür.) Er. 1. Çay kıyılarında sulu
ve yeşil yer. 2. Akarsuların topraktan çıkan sızıntısı. 3. Kaynak.
ÇEŞMAN: (Fars.). - Gözler. - Erkek ve kadın
adı olarak kullanılır.
ÇEŞMİAHU: (Fars.) Ka. - Ahu gözlü kadın,
ceylan gözlü güzel.
ÇEŞMİNAZ: (Fars) Ka. 1. Süzerek bakma, bakış.
2. Nazlı nazlı bakan göz. 3. Güzel gözlü sevgili.
ÇEŞPAN: (Fars.). - Layık, uygun, münasip,
yakışır. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
ÇERİ: (Tür.). - Asker,
savaşçı.
ÇETİN: (Tür.) Er. 1. Sert, işlenmesi, elde
edilmesi, çözümü zor, sarp, müşkil. 2. İnatçı, azimli, şedid.
ÇETİNALP: Er. - (bkz. Alp).
ÇETİNAY: (Tür.) Er. - (bkz. Çetin).
ÇETİNEL: (Tür.) Er. - (bkz. Çetin).
ÇETİNER: (Tür.) Er. - (bkz. Çetin).
ÇETİNÖZ: (Tür.) Er. - (bkz. Çetin).
ÇETİNSOY: - (bkz. Çetin).
ÇETİNSU: (Tür.) Er. - (bkz. Çetin).
ÇEVİK: (s.) Er. - Çabuk davranan, hızlı ve
hareketli.
ÇEVİKCAN: - (bkz. Çevik).
ÇEVRİM: (Tür.) Er. 1. Sınır. 2. Girdap. 3.
Sürekli ve düzenli değişme.
ÇIDAM: (Tür.) Er. - Sabır,
tahammül.
ÇINAR: (Fars.) Er. - Çınar
ağacı.
ÇINAY: (Fars.) Ka. - Soylu ay, ayın en
parlak zamanı.
ÇIRAĞ: (Fars.). - Meşale, ışık, kandil
(bkz. Çerağ). - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
ÇİÇEK: (Tür.) Ka. 1. Bitkilerin üreme
unsurlarını ihtiva eden renkli veya beyaz renkte açan, çok defa kokulu, sonradan
meyve veya tohum haline gelen kısımları (bkz. Şükûfe). 2. Bitki, çiçek açan
bitki. 3. Bazı şeylerin toz haline getirilmiş özü, kükürt çiçeği. 4. Kumaş veya
başka şeyler üzerine yapılan renkli veya renksiz süsleme.
ÇİĞDEM: (Tür.) Ka. - Zambakgillerden,
soğanlı otsu, çeşitli renklerde çiçek açan kır bitkisi, mahmur
çiçeği.
ÇİLAY: (Tür.) Ka. - Ayın üzerinde beliren
açık renk lekeler.
ÇİLE: (Fars.), l. Zevk ve sefadan el
çekerek kuytu bir yerde yapılan 40 günlük ibadet. 2. Eziyet, sıkıntı. 3.
İbrişim, yün vs. demeti. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
ÇİLTAY: (Tür.) Er. - Üzerinde benekler
bulunan tay.
ÇİNEL: (Tür.). - Doğru, dürüst, namuslu
kimse. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
ÇİNER: (Tür.). - (bkz. Çinel).
ÇİNTAR: (Tür.) Er. - Sabah vakti.
ÇİNTAY: (Tür.) Er. - Soylu at.
ÇİNUÇİN: (Tür.) Er. - Üstün, galip, zafer
kazanmış.
ÇİRAY: (Fars.). 1. Yüz çizgileri, yüz
güzelliği. 2. Beniz, yüz. 3. İnsan resmi. - Erkek ve kadın adı olarak
kullanılır.
ÇİRE: (Fars.). 1. Maharetli, becerikli. 2.
Kahraman, yiğit. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
ÇİTRA: (Fars.) Er. - Afganistan'da bir
kabile. Büyük ekseriyetle ari ırktan olup narin yapılı, güzel gözlü ve gür
saçlı, hoş ve cazip tavırlı olmalarına rağmen haşin, sert yapılı ve gaddar
olarak bilinmektedirler.
ÇOĞA: (Tür.) Er. - Çocuk,
yavru.
ÇOĞAHAN: (Tür.) Er. - (bkz.
Çoğa).
ÇOĞAN: (Tür.) Er. - Kökü ve dalları sabun
gibi köpüren bitki, çöven.
ÇOĞAŞ:
(Tür.) Er. -
Güneş.
ÇOĞUN:
(Tür.). - Çok
defa, ekseriya.
ÇOKAY: (Tür.)
Er. 1. Köy zengini, çiftlik sahibi. 2. Eşkıya.
ÇOKMAN: (Tür.)
Er. - Topuz, gürz.
ÇOLPAN: (Tür.)
Ka. 1. Çoban yıldızı. 2. Aciz, beceriksiz, zavallı. 3. Zühre,
venüs.
---------------Sonu----------------------