CUMHURİYET BAYRAMI |
29 Ekim 1923 ülkemizde cumhuriyet yönetiminin ilan edildiği
gündür. Bugün ulusal bayram günüdür. Her yıl cumhuriyet yönetiminin ilanını 28 -
29 Ekim günleri Cumhuriyet Bayramı olarak coşkun törenlerle kutlarız.
Cumhuriyet Yönetiminden önce devletimizin adı Osmanlı
İmparatorluğu idi. Osmanlı Devleti, Osman Bey tarafından 1299'da Söğüt 'de
kuruldu. Osmanlı devlet yöneticisine padişah denirdi. Osmanlı Devletini altı yüz
yirmi dört yılda, otuz altı padişah yönetti. Son padişah Sultan
Vahdettin'dir.
Eskiden ülkelerde tek kişi egemendi. Ülkelerini diledikleri
gibi yöneten bu kişilere padişah, şah, kral, hakan, sultan denirdi. Yönetim çoğu
zaman babadan oğula geçerdi. Oğulun küçük olması, deli olması yönetici olmaya
engel sayılmazdı. Böyle tek kişinin kendi başına buyruk, sorumsuz, denetimsiz
yönetimine mutlakiyet denir. Mutlakiyet yönetiminde egemenlik kayıtsız şartsız
tek bir kişidedir.
Mutlakiyetle yönetilen ülkelerde zamanla hakana, padişaha,
şaha, krala yardımcı olsun diye meclis kuruldu. Meclis üyeleri halkın
dileklerini yöneticiye duyurur, yasa tasarısını hazırlardı. Bu yasa taslakları
hakan, padişah, şah, kral tarafından benimsendiğinde yasalaşırdı. Bu yönetim
biçimine Meşrutiyet denir. Ancak meclisin yetkileri genel olarak çok sınırlıdır.
Osmanlı Devletinde 1876 ve 1908 yıllarında iki kez meşrutiyet ilan edildi.
Üçüncü yönetim biçimi cumhuriyettir. Cumhuriyet'te egemenlik
kayıtsız şartsız ulusundur. Ulus kendini yönetme yetkisini temsilcileri -
milletvekilleri- aracılığı ile kullanır. Cumhuriyet yönetiminde yurttaşın seçme
ve seçilme hakkı vardır. Seçilen temsilciler yasalar yapar, yöneticileri ulusu
adına denetler. Yönetilenler dilerlerse seçimlerde yöneticilerini değiştirirler.
ÜLKEMİZDE CUMHURİYETİN KURULUŞU
Osmanlı İmparatorluğu'nda, ikinci Meşrutiyetin ilanından altı
yıl sonra Birinci Dünya Savaşı başladı. 1914'te başlayan Birinci Dünya Savaşı'na
dünyanın belli öbaşlı devletleri katıldı. Dört yıl süren savaş sonunda bizimle
birlikte olan devletler yenildi. Savaş kurallarına göre biz de yenilmiş
sayıldık. Ülkemiz İngilizler, Yunanlılar, Fransızlar, İtalyanlar tarafından
paylaşıldı.
Ulusuna inanan, güvenen Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919'da
Samsun'a geldi. Erzurum'da, Sıvas'ta kongreler düzenledi. Mustafa Kemal Paşa "Tek bir egemenlik var, o da Milli egemenliktir. Ülkeyi yine ulusun kendi
gücü kurtaracaktır." diyordu. Yurdun dört bir tarafından gelen ulus
temsilcileri -milletvekilleri- 23 Nisan 1920 günü Ankara'da Büyük Millet
Meclisi'nde toplandı. Meclis, Mustafa Kemal Paşa'yı başkan seçti. Mustafa Kemal
Paşa'nın önderliğinde Büyük Millet Meclisi Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı başlattı.
Bir yandan efeler, dadaşlar, seymenler bulundukları yörede düşmana karşı
koydular. Öte yandan düzenli ordular İnönü'de, Sakarya'da, Dumlupınar'da
savaştılar. Yurdumuz düşmanlardan kurtarıldı.
Tahtını, rahatını düşünen padişah, yenilen düşmanla birlikte
yurdumuzdan kaçtı. İmzalanan Lozan Barış Antlaşması ile yeni bir devlet
doğdu. Bu doğan devletin yönetim biçimi henüz belirlenmemişti.
İkinci dönem Büyük Millet Meclisi 11 Ağustos 1923'te ilk
toplantısını yaptı. 13 Ekim 1923'te Ankara Başkent oldu. Atatürk ; düşmanın
ülkeden atılıp sınırlarımızın belirlenmesinden sonra, çoktan beri tasarladığı
cumhuriyetin ilanı üzerinde hazırlıklar yapmaya başladı. 28 Ekim 1923 akşamı yakın arkadaşlarını Çankaya'da yemeğe çağırdı. Onlara , "Yarın
Cumhuriyet'i ilan edeceğiz." Dedi.
29 Ekim 1923 günü Atatürk, milletvekilleri ile görüştükten
sonra taslağı hazırlanan cumhuriyet önergesi Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne
verildi. Meclis önergeyi kabul etti.
Böylece ülkemizde cumhuriyet yönetimi kuruldu. Atatürk kurulan
Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı oldu. Cumhuriyet'in ilanı yurtta
sevinç ve coşku ile karşılandı.
Cumhuriyet; yurttaşların seçme ve seçilme hakkının olduğu
bir yönetimdir. Ulus temsilcilerinin kabul ettiği yasalarla ülkenin
yönetilmesidir. Cumhuriyet yönetiminde söz ulusundur. Cumhuriyet'i korumak,
kollamak, yaşatmak her yurttaşın ödevidir.
Aşağıda cumhuriyetin ilanını meclis muhabiri olarak izlemiş
bir yazarımızın anısını okuyacaksınız.
O günlerde bütün gazeteciler
ve halk merakta idi. Bir yenilik var. Fakat bu nedir? Bir türlü belli olmuyordu.
Ben o zamanlar Öğüt Gazetesinde çalışıyordum. Meclisin bütün toplantılarına
devam ediyordum.
Atatürk Çankaya'da kendisine konuk olan arkadaşlarına
Cumhuriyet'i ilan etmenin zamanı geldiğini, bildiriyor. Bunun için anayasada
değişiklik yapmak gerektiğini açıklıyordu. 28 Ekim 1923 günü konukları gittikten
sonra İsmet İnönü ile birlikte anayasada ne gibi değişiklikler yapılacağını
görüştüler.
1923 yılının Ekim ayının yirmi dokuzuncu Pazartesi sabahı idi.
Güneşli bir hava. Samanpazarı ve Karaoğlan'dan insanlar sel gibi meclise doğru
akıyordu. Kalpaklı, başlıklı, fesli erkekler ve bunların arasında kadınlar,
meclisin karşısındaki Millet Bahçesi'ne meydana toplanmışlardı.
Halk Millet Meclisinin kararını merakla bekliyordu. Birçokları
tanımadıkları milletvekillerine yaklaşıyor, haber soruyordu. Güneş battı.
Karanlık bastı. Buna rağmen halk dağılmıyordu. Hepimiz sabırsızlıkla bir haber
bekliyorduk. Meclisin dar kapısından bir milletvekili çıktı. Orada bulunan
gazeteciler, hepimiz milletvekilinin etrafını çevirdik. Milletvekili:
- Şu dakika içerde pek mutlu ve tarihsel kararlar veriliyor,
dedi. Dışarıya sızan haber bu kadardı.
Akşam saat on sekiz kırk beş'ti Millet Meclisi oturumu açıldı.
Donuk bir ışık. Sağda dinleyicilere ayrılmış bir yer, solda gazeteciler balkonu,
ortada okul sıralarında oturmuş milletvekilleri, Atatürk yok. Bütün
milletvekilleri sıkışık bir durumda oturuyorlardı. Bu sessizlik içinde İsmet
İnönü : Anayasanın birinci maddesinin "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
Türkiye Devletinin hükümet şekli cumhuriyettir" biçiminde değiştirilmesi için
görüşme açılsın dedi. Değiştirilmesi istenen başka maddeler de vardı. Değişiklik
isteği üzerine birçok milletvekili söz aldı. Heyecanlı konuşmalar yapıldı. Bu
sırada milli şair Mehmet Emin Yurdakul söz alarak orada bulunanları "Yaşasın
Cumhuriyet" diye bağırmaya davet etti. Bütün milletvekilleri tek bir vücut gibi
harekete geçti, ayağa kalktılar. Gün görmüş gaziler, generaller, kalemleriyle,
kılıçlarıyla bu memlekete hizmet etmiş kahramanlar dimdik durdular. Sonra hep
bir ağızdan "Yaşasın Cumhuriyet" diye bağırdılar. Anayasa değişikliği
görüşmeleri tamamlandıktan sonra değişiklik isteği oya sunuldu. Bütün eller
"kabul" diye kalktı. Türkiye devletinin cumhuriyet olduğunu belirleyen
değişiklik oy birliği ile kabul edildi. Saat sekiz buçuktu. Bu dakikadan
itibaren Türkiye Devleti'nin adı Cumhuriyet olmuştu.
Bu cumhuriyete bir başkan seçmek gerekiyordu. Türkiye
Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanlığı seçimine 158 milletvekili katıldı. Ankara
milletvekili Gazi Mustafa Kemal Cumhurbaşkanlığına seçildi.
Bu anda Kemal Atatürk meclis salonunda göründü. Alkışlar
arasında kürsüye çıktı. Herkes Atatürk'ü dinliyordu. Konuşmasını bitirdiği zaman
uzun uzun alkışlandı. Gök gürültüsünü andıran alkışlar arasında Atatürk yerine
oturdu.
Halk meclisin önünde bekliyordu. Cumhuriyetin ilanını ve
Atatürk'ün Cumhurbaşkanı seçildiğini duyunca coştu. Bu arada 101 pare top
atıldı. Top sesleri Türk ulusuna cumhuriyeti ilan ediyordu. Türk ulusu,
yıllardan beri hasretini çektiği egemenliğe ve cumhuriyete kavuşmuştu.
Enver Behnan ŞAHPOLYO |
CUMHURİYET BAYRAMI
Bir zamanlar yurdumuzda
Bir başka devlet varmış,
Başındaki padişah
Ne isterse yaparmış.
Millet onun yanında
Köle imiş, kul imiş,
Türklerin vatanında
Yıllar sürmüş bu gidiş.
Vatan kalmış
bakımsız
Millet fakir perişan
Sönüp gitmiş eski hız
Yurda saldırmış
düşman.
Atatürk padişaha
Düşmana karşı durmuş,
Yurdumuzu
kurtarmış
Cumhuriyeti kurmuş.
İ. Hakkı TALAS
29 EKİM
En güzel günümüzdür,
Demokrasi ürünüdür,
Atatürk'ün eseridir,
Yirmi Dokuz Ekimler.
Vatandaşın hür sesi,
Vatanımın neşesi,
Kucaklıyor herkesi,
Yirmi Dokuz Ekimler.
Cumhuriyet kuruldu,
Türk'ün sesi duyuldu,
Törenlerle kutlandı,
Yirmi Dokuz Ekimler.
Fethi BOLAYIR
29 EKİM
Cumhuriyet bayramı
Geldi diye ne mutlu !
Bayraklarla donattık,
Güzel okulumuzu.
Sokaklarda, evlerde
Al bayrak dalgalanır.
Onun al rengini
Bütün bir dünya tanır.
Yirmi dokuz Ekimi
Karşılarız neşeyle
Çünkü bugün erdik,
Büyük Cumhuriyet'e
Yürüyün arkadaşlar
Hep ileri koşalım,
Bugün bayramımız var,
Gelin bayramlaşalım.
Ali PÜSKÜLLÜOĞLU
|
CUMHURİYET
Biziz bu memleketin,
Kanı, iliği, eti,
Yirmi dokuz Ekim'de,
Kurduk Cumhuriyeti.
Yirmi dokuz Ekim'de,
Yeni bir ay parladı.
İşte bu parlak ayın,
Cumhuriyettir adı.
Yirmi dokuz Ekim'de,
Bütün ışıklar yansın,
Caddeler baştan başa,
Bayraklarla donansın.
Elele tutuşalım,
Hiç değişmez bu niyet,
Yaşasın Türk Milleti,
Yaşasın Cumhuriyet.
Halil SOYUER
CUMHURİYET
Al yıldızlı al bayraklar,
Her yanda dalgalanıyor.
Süslendi evler,
sokaklar
Renk renk ışıklar yanıyor.
Yirmi üç yıl önce bugün.
Cumhuriyet kurdu millet,
Bize büyük Atatürk'ün,
Armağanı Cumhuriyet.
En birinci vazifemiz,
Onun yolunda yürümek.
Canımız gibi
koruruz,
Cumhuriyet Türklük demek.
Sevinçle, sağlıkla geçsin.
Sabahımız, akşamımız.
Kutlu olsun hepimize,
Cumhuriyet
Bayramımız.
Vasfi Mahir KOCATÜRK
CUMHURİYET
Gönül verdik,
Sana erdik.
Ey hürriyet,
Cumhuriyet.
Herkes sever,
Seni över.
Ey hürriyet,
Cumhuriyet.
Canımızsın,
Şanımızsın.
Ey hürriyet,
Cumhuriyet.
A. O. ATOK
|
GÜZEL SÖZLER
*Demokrasi ilkesinin en yeni ve akılcı uygulamasını sağlayan hükümet biçimi cumhuriyettir.
*Türk ulusunun yaratılışına en uygun olan yönetim cumhuriyettir.
*Cumhuriyet erdeme dayanan bir yönetimdir.
*Cumhuriyet düşünce, beden ve bilim bakımından güçlü koruyucular ister. |
|
|
|
|
|
|
SATRANÇ OYNA |
ÖDEV KAPAKLARI |
FEN ANİMASYON |
|
|
|
MASALLAR |
HIZLI OKUMA |
SINIF İÇİ OYUNLAR |
|
|
|
ATASÖZLERİ |
MASALLAR |
DERS ÇALIŞMA TEKNİKLERİ |
|
|
|
|
|