TASARIM BECERİ ATÖLYELERİ

Tasarım beceri atölyeleri, yaşam atölyesi, sanat atölyesi, bilim atölyesi, kültür atölyesi, spor atölyesi, Mutlu Çocuklar Güçlü Türkiye, 2023 Eğitim Vizyonu belgesi, Milli Eğitim Bakanlığı, ilkokul, ortaokul ve lise ,

Bakanlığımızın “Mutlu Çocuklar Güçlü Türkiye” sloganıyla yayınlamış olduğu 2023 Eğitim Vizyonu belgesinde yer alan Tasarım Beceri Atölyeleri şuan okullarımızda oldukça gündemde ve bununla ilgili çalışmalar hızlıca başladı. Vizyon Belgesi’nde Tasarım Beceri Atölyeleri nasıl yer almış birlikte inceleyelim;

“İlkokuldan başlanarak tüm öğretim kademelerinde, çocukların sahip oldukları yetenek kümeleriyle ilişkilendirilmiş becerilerin uygulama düzeyinde kazandırılabilmesi için okullarda “Tasarım-Beceri Atölyeleri” kurulacaktır. Bu atölyelerdeki etkinlikler bilim, sanat, spor ve kültür odaklı yapılandırılacaktır. Tasarım-Beceri Atölyeleri ilkokul, ortaokul ve lise düzeyinde ortak bir amaç doğrultusunda tasarlanmış, çocuğun özellikle elini kullanmasını önemseyen, mesleklerle ilişkilendirilmiş işlikler olacaktır. Bilmekten çok tasarlamanın, yapmanın, üretmenin ön plana çıkacağı bu atölyeler çocuğun kendisini, meslekleri, çevresini tanımasına yardımcı olacaktır. Bununla beraber bu atölyeler yeni çağın gerektirdiği problem çözme, eleştirel düşünme, üretkenlik, takım çalışması ve çoklu okuryazarlık becerilerinin kazandırılması için somut mekânlar olarak düzenlenecektir.”

İlkokul ve ortaokullarda “sanat”, “bilim”, “kültür”, “spor” ve “yaşam” ana başlıklarında yürütülecek.

Bu açıklamanın analizini yapacak olursak, Tasarım Beceri Atölyeleri öğrencilerin, yeni nesil tasarım ve geçmişe dayanan zanaat la el becerilerini, üretim teknolojilerini, STEM’i,(Bilim, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik kısaltılması olan bir kelimedir.) kodlamayı ve meslek rollerini bir öğretmen rehberliğinde harmanlayarak bir ürün ortaya çıkardıkları ve bu süreç sayesinde çeşitli bilgi ve becerileri kazanmaları sağlayacak çevrim içi öğrenme ortamlarıdır. Çevrim içi öğrenme ortamlarından kasıt süreç içerisinde kendini yenileyen ve gelişmelerden etkilenen öğrenme alanları olarak dizayn edilmesi gerekliliğidir. Kendini yenilemeyen atölyeler işlevselliğini kaybedecektir. Bu atölyelerin sürekli güncel ve kullanılabilir olması gerekmektedir. Daha önce yaşadığımız bilgisayar laboratuvarları kâbusunu yaşamamak için…

Bu atölyelerde gerçekleşen etkinliklerde, tasarlamayı, üretmeyi ve paylaşmayı önceleyen, öğrenci merkezli, proje ve tasarım tabanlı pedagojilerin ve yöntemlerin öne çıkması gerekmektedir. Öğrenci sorumluluk almalı ve bu sorumluluğun getirdiği duyguyu yaşamalıdırlar. Öğrencilerimizin genç yaşlarda risk analizi gibi üst düzey becerileri yaşamalarına izin vermeliyiz. Öğrenci bu atölyelerde özgür hareket edebilmeli ama bilinçli ve sorumluluk duygusuyla da kararlar alabilmeli.

Okullarımızda oluşturacağımız Bu atölyelerde dikkat etmenizi önereceğim bazı hususlar;

  • Atölyelerin maksimum düzeyde yararlanacak öğrenci sayısına sahip olacak şekilde açılması için gerekli ön hazırlık çalışmalarının yapılması.
  • Teknolojik alt yapıların güçlendirilmesi, bakım ve onarımlarının yapılması.
  • Atölyeler her okulun kendi kimliğine uygun okul temelli/yöresel/bölgesel ve evrensel becerileri kazandıracak şekilde olmalı. Öğrencilerin sosyal çevrelerine, ilgi, beceri, yeterliliklerine uygun olarak, işlevsellik ilkesi dikkate alınarak yapılmalı.
  • Uygulanacak etkinlikler için örnek etkinlik havuzlarının oluşturulması
  • Atölye malzemelerinin eğitim döneminin başında planlanarak temin edilmesi, il genelinde malzeme yönetim sisteminin oluşturulması
  • Atölyelerde ortaya çıkan ürünlerin değerlendirilmesi, geri dönüşümünün sağlanması

Öğrencilerin yeteneklerini keşfetmelerini ve geliştirmelerini sağlayacak Tasarım Beceri Atölyeleri; hobi alanları, kişi yeteneğine yönelik hazırlanan resim, müzik, el işleri kursları, atölyeleri ve öğrencilere yemek yapmayı öğretecek özel mutfağı ile çok yönlü bir eğitim sunulacak.

ÖĞRENCİLER YEMEK YAPACAK, MUSLUK TAMİR EDECEK İLK YARDIM ÖĞRENECEK.

Öğrencilerin ilgi alanları doğrultusunda kendilerini geliştirmelerine destek sağlamak amacıyla hizmete açılan Tasarım Beceri Atölyeleri’ nde ; yemek yapma, musluk tamir etme gibi gündelik hayatlarında ihtiyaç duyabilecekleri becerileri de kazanacaklar. Programlı olarak binlerce öğrenciye hizmet verecek merkezlerde yaratıcı fikir üretmek ve öğrenme için teknikler hakkında bilgi verilecek. Öğrencilerin sorun çözme kabiliyetlerini geliştirici uygulamaları da kapsayacak merkezlerde  ekip çalışması ile sinerji yaratma becerileri öğrencilere öğretilecek.

Akıl Oyunları ve Düşünme Stratejileri, Görsel Sanatlar, Eğitici Drama, Robot Tasarım ve Programlama, Mutfağa Girelim, Ahşap Maket Yapımı, Masal Diyarı, İlkyardım ve Kuran-ı Kerim eğitim programlarıyla kendilerini geliştirirken sosyal beceriler kazanacak öğrenciler, açık uçlu sorularla değerlendirilecek.

Milli Eğitim Bakanımız Ziya Selçuk;

Tasarım Beceri Atölyeleri’nin eğitim sistemindeki anlayış değişikliği açısından son derece önemli olduğunu belirtti. Çocukların, sınavlardan dolayı uzun zaman odalarda kapalı kaldığını, dışarı çıkmadan soru çözdüğünü, çıktıklarında da çok uzun yıllar geçtiğini ve yakın çevrelerine, dünyadaki güncel gelişmelere yabancılaştığını bildirdi.

Öğrencilerin eğitim sürecinde düşünce, duygu ve eylem üçlemesini bütünsel yaşaması gerektiğine dikkati çeken Bakan Selçuk, “TBA’lar sayesinde teori ve pratiği bir araya getirerek çocuğun elini daha fazla kullanacağı bir eğitim metodolojisini hedefliyoruz.” ifadesini kullandı.

Türkiye’nin de rahat bir coğrafyada bulunmadığına işaret eden Selçuk, “Bunun için daha güçlü, daha dayanıklı olmamız lazım. Bu dayanıklılığı kendimizden başlatıp çocuklarımızla devam ettirip gelecek için bir yatırım yapma ihtiyacımız var.” değerlendirmesinde bulundu.

“TÜRKİYE’YE DALGA DALGA YAYILACAK”

“Bu atölyeler aynı zamanda, çocuklarımıza, azim, gayret, çaba, dirayet ve zekayı doğayla barış içinde bir araya getirmelerini sağlamak için kuruluyor.” bilgisini verdi.

“Yetenek çok önemli, ama çocuklarımızın ellerini daha çok kullanması, daha çok üretmesi, deneyim zenginliğine ve derinliğine sahip olması lazım. Bu atölyeler, çocukların mesleki deneyimlerle çok küçük yaşlarda tanışmasını sağlayarak onların daha ilkokul birinci sınıfta adeta bir mühendislik fakültesinin atölyesinde olmalarını sağlayacak. Her türlü desteğe hazırız. Bunu başarırsak inanın bu atölyeler, bütün Türkiye’ye dalga dalga yayılacak.”

“Türk eğitim sistemindeki bu anlayış değişikliğine ve dönüşümüne hep birlikte yön vereceğiz. Çocuklarımızın nasıl yetişeceği, ne kadar donanımlı olacağı bu projedeki çabamızla doğrudan doğruya ilgili. Bu şahsi bir işim değil, memleketin evlatları için bu topraklara vebalim. Aynı vebali hissettiğinizi biliyorum, lütfen buna iyi sarılın. Buna sahip çıkarsanız, bunu normal işinizin ötesinde tabii olarak sahiplenirseniz başarabiliriz.”

“DUYGU VE DUYULAR TABİATTA ÇOK İYİ ÇALIŞIYOR”

Belgesel Yapımcısı Serdar Kılıç ;

  Yıllardır tabiatta tecrübe kazandığını, tasarım ile becerinin kaynağının kapalı mekanlar değil doğanın kendisi olduğunu vurguladı.

Gerçek tasarım ve becerinin doğada gelişeceğine işaret eden Kılıç, “Tasarım tabiattan örnek alınarak yapılıyor. Duygu ve duyularımız da yine tabiatta çok iyi çalışıyor. Doğduktan sonra kapalı bir yere girmeye başladığımız andan itibaren bunların hepsi köreliyor. ” ifadelerini kullandı.

       Kendisi için en iyi öğrenme ortamı ve en iyi kütüphanenin gezdiği yerler olduğunu, dokunarak öğrendiği her şeyi aklında çok iyi tutabildiğini belirten Kılıç, şunları kaydetti:

“Bunun tek sebebi yaşayarak öğrenmem. Bir bilim adamı çalışma yapmış, ‘İnsan oturup dinleyerek öğrendiklerinin ancak yüzde 10’unu, yerinde yapılışını görerek en fazla yüzde 50’sini, yaşayarak ve yaparak yüzde 100’ünü aklında tutar’ demiş. Tasarım ve becerilerin, yeteneklerin geliştiği kırsal yaşantımız vardı, bunlar zamanla kaybolduğu için çocukların da bu yetenekleri kayboldu aslında. Okulda öğrendiklerini uygulayamaz hale geldiler.”

Yıldızları bilmeyen, çimenlere hiç dokunmamış çocukların bulunduğunu ifade eden Kılıç, “Bunları bilmezseniz ne onları koruyabilirsiniz ne de kendinizi geliştirebilirsiniz.” değerlendirmesinde bulundu.

Çocukların çok hızlı olduklarını, onların sakinleştirilmesi gerektiğini belirten Kılıç, bunun için öğretmenlere de çok iş düştüğünü vurguladı.

Yaptığı programlarla çocuk ve tabiat arasındaki kopmuş ilişkiyi yeniden kurmaya çalıştığını kaydeden Serdar Kılıç, bunun sağlanmasında Milli Eğitim Bakanlığının modellediği TBA’ların çocukların doğaya, eşyaya bakışında önemli katkıları olacağını, bu anlamda öğretmenlerin ve velilerin çocuklarını atölye çalışmalarına yönlendirmeleri için desteklenmesi gerektiğini ifade etti.

Bir Cevap Yazın