V
vaat,-di vaaz vaaz etmek vabeste vacip,-bi vacip olmak vade vade bitimi vadeli vadeli döviz ticareti vadeli hesap,-bı vadeli mevduat vadeli satış vadesiz vadesiz hesap,-bı vadesiz mevduat vade sonu vadetme vadetmek vadi vaftiz vaftizhane vagina vagon vagonet vagon restoran vagotoni vah vaha vahamet vahametli vahdaniyet vahdet vahdetivücut,-du vahi vahim vahit,-di vahiy,-hyi vahşet vahşî vahşîce vahşî hayvan vahşîleşme vahşîleşmek vahşîlik,-ği vahşî orman vahşiyane vahvahlanma vahvahlanmak vahyolunma vahyolunmak vaiz vaizlik,-ği vak'a vak'anüvis vak'anüvislik,-ği vakar vakarlı vakarsız vakayiname vaketa vakfe vakfetme vakfetmek Vakfıkebir (ilçe) Vakfıkebir yağı vakfiye vakıa vakıf,-kfı (para, mülk) vâkıf (bilen; vakfeden) vakıf arazisi vakıf geliri vakıf malı vakıfname vâkıf olmak vakıf senedi vakıf toprağı vaki,-i vakit,-kti vakitçe vakitli vakitli vakitsiz vakitsiz vakit vakit vaklama vaklamak vaks vaktaki vaktikerahat vaktiyle vaktizamanında vakum vakumlama vakumlamak vakur vakvak (ördek) vak vak vakvaklama vakvaklamak vale valf vali valide valide sultan valilik,-ği valiz vallahi vallahi billâhi vallahi tallahi valör vals vamp vampir Van vana vanadyum vandal vandalizm vandallık,-ğı vanilya Van kedisi vantilâtör vantrilok,-ğu vantuz vapur vapurculuk,-ğu vapurdumanı (renk) var varagele varagele bombardımanı varagele botu varagele halatı varagele kayığı varak,-ğı varaka varakçı varaklama varaklamak varaklanma varaklanmak varaklı varakpare varan varda vardabandıra vardacı vardakosta vardelâ vardırma vardırmak vardiya vardiyacı vareste var etmek vargel vargel tezgâhı vargı var gücüyle varılma varılmak varış varış çizgisi varışlı varışlılık,-ğı varış yeri varı yoğu varidat varidatçı varide varil varis (damar genişlemesi) vâris (mirasçı) varisli vârisli varissiz vârissiz varit,-di varit olmak variyet variyetli var kuvvetiyle varlık,-ğı varlık bilimci varlık bilimi varlık birliği varlık kartı varlıklı varlıklılık,-ğı varlık nedeni varlık sebebi varlıksız varma varmak var olmak varoluş varoluşçu varoluşçuluk,-ğu varoş varsağı varsayım varsayımlı varsayımsal varsıl varsıl erki varsıllaşma varsıllaşmak varsıllık,-ğı varta Varto (ilçe) varyant varyasyon varyemez varyete varyeteci varyetecilik,-ği var yok varyos vasat vasatî vasatî irtifa vasatî sür'at,-ti vasektomi vasıf,-sfı vasıflandırma vasıflandırmak vasıflanma vasıflanmak vasıflı vasıflı işçi vasıflılık,-ğı vasıfsız vasıfsız işçi vasıfsızlık,-ğı vasıl vasıl olmak vasıta vasıta hâli vasıta hâli eki vasıtalı vasıtalık,-ğı vasıtalı vergi vasıtasıyla vasıtasız vasıtasızlık,-ğı vasıtasız vergi vasi,-si (mirası yöneten) vâsi,-i (geniş, engin) vasilik,-ği vasistas vasiyet vasiyet etmek vasiyetname vaşak,-ğı Vaşington portakalı vat vatan vatan borcu vatandaş vatandaşlık,-ğı vatan haini vatan hainliği vatanî vatanî görev vatanî vazife vatanlaştırma vatanlaştırmak vatanperver vatanperverlik,-ği vatansever vatanseverlik,-ği vatansız vatansızlık,-ğı vatka vatlık,-ğı vatman vatoz vat saat,-ti vatvat vaveylâ vay vaybabamcı (yankesici) vaybabamcılık,-ğı vayvaycı vayvaycılık,-ğı vazedilme vazedilmek vazelin vazelinleme vazelinlemek vazetme vazetmek vazgeçilme vazgeçilmek vazgeçirme vazgeçirmek vazgeçme vazgeçmek vazı,-z'ı vazıh vaz'ıhamil,-mli vazııkanun vazıyet (el koyma) vazife vazife aşkı vazife etmek vazife kurbanı vazifelendirilme vazifelendirilmek vazifelendirme vazifelendirmek vazifeli vazife şehidi vazifeşinas vaziyet vazo vazolunma vazolunmak ve veba vebal,-li vebalı ve başkaları ve benzerleri veca,-ı vecibe vecih,-çhi vecit,-cdi veciz vecize veçhe veçhişebeh veda,-ı veda etmek vedalaşma vedalaşmak ve devamı vedia ve diğerleri vefa vefakâr vefakârlık,-ğı vefalı vefasız vefasızlık,-ğı vefat vefat etmek vefat ilmühaberi vefiyat vehim,-hmi vehimli vehleten vehmetme vehmetmek vejetalin vejetalizm vejetarizm vejetaryen vejetaryenlik,-ği vejetasyon vekâlet vekâleten vekâleten atama vekâleten atanma vekâlet etmek vekâletname vekâlet ücreti vekil vekilharç,-cı vekilharçlık,-ğı vekillik,-ği vekillik etmek vekil vükelâ vektör velâdet velâyet velâyetname veledizina velense velespit,-di velet,-di velev velfecri velhâsıl velhâsılıkelâm veli veliaht,-dı veliahtlık,-ğı velilik,-ği velinimet veliyullah velûr velût,-du velvele velveleci vena Venezuelâ Venezuelâlı Venüs venüsçarığı (bitki) veranda veraset veraset ilâmı veraset ve intikal vergisi verdi verdirme verdirmek vere verecek,-ği verecekli verem veremli verem olmak verese veresiye veresiyeci veresiyecilik,-ği verev verevine vergi vergi bağışıklığı vergi beyannamesi vergici vergicilik,-ği vergi dairesi vergi dilimi vergi iadesi vergi kaçağı vergi kaçakçılığı vergi kaçakçısı Vergi Kanunu vergileme vergilemek vergilendirilme vergilendirilmek vergilendirme vergilendirmek vergili vergi matrahı vergi muafiyeti vergi mükellefi vergi rekortmeni vergisiz vergi yükümlüsü veri veri bankası verici veri dosyası veri işlem verile verile emri veriliş verilme verilmek verim verimkâr verimli verimlilik,-ği verimsiz verimsizleşme verimsizleşmek verimsizlik,-ği veri ortamı veriş veriştirme veriştirmek verit,-di veri tabanı veri toplama verkaç verme vermek vermut vernik,-ği vernikleme verniklemek verniklenme verniklenmek verniye veronika versiyon veryansın veryansın etmek vesaik,-kı vesaire vesait vesaitinakliye vesayet vesika vesikacı vesikacılık,-ğı vesika fotoğrafı vesikalı vesikalık,-ğı vesikalık fotoğraf vesikalık resim,-smi vesikasız vesile vesselâm vestiyer vestiyerci veston vesvese vesveseli veteriner veteriner hekimliği veterinerlik,-ği vetire veto veto etmek veto hakkı veya veyahut vezaret vezikül vezin,-zni vezinli vezinsiz vezir veziriazam Vezirköprü (ilçe) vezirlik,-ği vezirparmağı (tatlı) vezir vüzera vezne vezneci veznecilik,-ği veznedar veznedarlık,-ğı vıcıklama vıcıklamak vıcıklık,-ğı vıcık vıcık vıcık vıcıklık,-ğı vıcırdama vıcırdamak vıcırdaşma vıcırdaşmak vıcır vıcır vıdı vıdı vıdı vıdı etmek vık vık vınıltı vınlama vınlamak vırıldama vırıldamak vırıldanma vırıldanmak vırıltı vırlama vırlamak vırt zırt vır vır vırvırcı vır vır etmek vız vızıldama vızıldamak vızıldanma vızıldanmak vızıltı vızır vızır vızlama vızlamak vız vız vızvız böceği vibrasyon vibratör vibriyon vicahen vicahî vicdan vicdanen vicdanî vicdanlı vicdansız vicdansızca vicdansızlık,-ğı vida vidala vidalama vidalamak vidalanma vidalanmak vidalı vidanjör vidasız video videobant,-dı videocu videoculuk,-ğu videokaset videoteyp,-bi vido vidolu vidosuz Vietnam Vietnamlı viglâ vikaye vikaye etmek vikont vikontes vilâdî vilâyet vilâyet binası villâ vinç,-ci vinter vinyet vira viraj virajlı virajsız viran virane viranelik,-ği viranlaşma viranlaşmak viranlık,-ğı viran olmak Viranşehir (ilçe) virdizeban virdizeban etmek vire virgül virman virolog,-ğu viroloji virt,-di virtüoz virtüozluk,-ğu virüs visal,-li visamiral,-li viski viski bardağı viskonsül viskoz viskozite viskozite değeri vişnap,-bı vişne vişneçürüğü (renk) vişne hoşafı vişneli ekmek,-ği vişne reçeli vişne suyu vişne şurubu vitamin vitaminli vitaminsiz vitaminsizlik,-ği vitellüs vites vites dişlisi vites kolu vites kutusu vitesli vitir,-tri vitray vitrin vitrincilik,-ği vitrinleme vitrinlemek viya viyadük,-ğü viyak viyaklama viyaklamak viyak viyak viyola viyolacı viyolonist viyolonsel viyolonselci viyolonselist vize Vize (ilçe) vize sınavı vizite viziyer vizon vizon kürk vizyon vizyon sahibi vodvil vokabüler vokal,-li vokalist vokal müzik,-ği vokal uyumu volân vole voleybol voleybolcu volfram voli voli ağı voli yeri volkan volkanik,-ği volontarizm volt volta voltaj voltametre voltamper voltmetre volüm vombat vonoz votka voyvo voyvoda voyvodalık,-ğı vuku,-u vukuat vukuf vukuflu vukufsuz vukufsuzluk,-ğu vulva vuraç,-cı vurdulu kırdılı vurdumduymaz vurdumduymazlık, -ğı vurdurma vurdurmak vurgu vurgulama vurgulamak vurgulu vurgulu hece vurgun vurguncu vurgunculuk,-ğu vurgunluk,-ğu vurgusuz vurgusuz hece vurgu uzunluğu vurma vurma çalgılar vurmak vurmalı çalgı vurma sazlar vurtut vuru vurucu vurucu güç,-cü vurucu tim vuruk,-ğu vuruk bilimi vurulma vurulmak vuruluş vurunma vurunmak vuruntu vuruş vuruşkan vuruşkanlık,-ğı vuruş kırış vuruşma vuruşmak vuslat vusul,-lü vuzuh vuzuhsuz vuzuhsuzluk,-ğu vücut,-du vücutça vücut ısısı vücutlu vükelâ vülgarize vürut,-du vüs'at,-ti vüzera
ya
yaba
yabalama
yabalamak
yaban
yaban arısı
yaban arısıgiller
yaban armudu
yaban asması
yabancı
yabancı dil
yabancı çıta
yabancıl
yabancılama
yabancılamak
yabancılaşma
yabancılaşmak
yabancılaştırma
yabancılaştırmak
yabancılık,-ğı
yabancıllık,-ğı
yabancı para
yabancı saha
yaban defnesi
yaban domuzu
yaban enginarı
yaban eriği
yaban eşeği
yaban fesleğeni
yaban gülü
yaban havucu
yabanıl
yabanıllaşma
yabanıllaşmak
yabanıllık,-ğı
yabanî
yabanî akdiken
yabanîce
yabanî elma
yabanî enginar
yabanî gül
yabanî hayvanlar
yabanî ıspanak,-ğı
yabanî kimyon
yabanî kimyongiller
yabanî kiraz
yabanî lâhana
yabanîleşme
yabanîleşmek
yabanîlik,-ği
yabanî marul
yabanî menekşe
yabanî mercanköşk
yaban inciri
yabanî turp
yaban kazı
yaban keçisi
yaban kedisi
yaban kekliği
yaban keteni
yaban koyunu
yabanlık,-ğı
yaban maydanozu
yaban mersini
yaban nanesi
yaban ördeği
yaban pancarı
yaban pazısı
yabansı
yabansılık,-ğı
yabansıma
yabansımak
yaban sümbülü
yaban tavşanı
yaban tavuğu
yaban teresi
yabantırak,-ğı
yaban turpu
yaban yasemini
yabgu
yad (yabancı)
yâd (anma)
ya da
yad el
yad eller
yad erklik,-ği
yad estetik,-ği
yâd etmek
yad gerekirci
yad gerekircilik,-ği
yadımlama
yadımlamak
yadın kurun
yadırgama
yadırgamak
yadırganma
yadırganmak
yadırgatıcı
yadırgatma
yadırgatmak
yadigâr
yadsıma
yadsımak
yadsınma
yadsınmak
yafa
yafta
yaftalama
yaftalamak
yaftalanma
yaftalanmak
yağ
yağar
yağ bal
yağ bezi
yağ bezleri
yağcı
yağcılık,-ğı
yağcılık etmek
yağ çubuğu
yağdanlık,-ğı
yağdırılma
yağdırılmak
yağdırma
yağdırmak
yağ doku
yağ göstergesi
yağ gülü
yağhane
yağ hücresi
yağı
yağılaşma
yağılaşmak
yağılık,-ğı
yağıltı
|
yağımsı
yağır
yağış
yağış düzeni
yağış göstergesi
yağış haritası
yağışlı
yağışölçer
yağış rejimi
yağışsız
yağışsızlık,-ğı
yağız
yağız doru
yağ kesesi
yağ kutusu
yağ küpü
yağlama
yağlamak
yağlama yağı
yağlama yıkama
yağ lâmbası
yağlanma
yağlanmak
yağlatma
yağlatmak
yağlayıcı
yağlı
yağlı ballı
yağlı bitki
yağlı boya
yağlı boyacı
Yağlıdere (ilçe)
yağlı güreş
yağlı güreşçi
yağlı harç,-cı
yağlı ip
yağlık,-ğı
yağlı kâğıt,-dı
yağlı kapı
yağlı kara
yağlıkçı
yağlı kömür
yağlı kuyruk,-ğu
yağlılık,-ğı
yağlı müşteri
yağlı toprak,-ğı
yağma
yağmacı
yağmacılık,-ğı
yağma etmek
yağmak
yağmalama
yağmalamak
yağmalanma
yağmalanmak
yağ mantısı
yağ marulu
yağmur
yağmur bombası
yağmur borusu
yağmur bulutu
yağmurca
yağmurcun
yağmur duası
yağmur kapanı
yağmur kuşağı
yağmur kuşu
yağmur kuşugiller
yağmurlama
yağmurlamak
yağmurlayıcı
yağmurlu
yağmurluk,-ğu
yağmur mevsimi
yağmur ormanları
yağmurölçer
yağmur suyu
yağmursuz
yağölçer
yağrın
yağsız
yağsızlık,-ğı
yağ şalgamı
yağ taşı
yağ tulumu
yağ yakıt
yahey
yahni
yahşi
Yahşihan (ilçe)
yahşilik,-ği
yahu
Yahudi
Yahudi Almancası
Yahudi Arapçası
Yahudi baklası
Yahudice
Yahudi ebegümeci
Yahudilik,-ği
Yahudi pazarlığı
Yahudi takvimi
Yahudi tapınağı
yahut
Yahyalı (ilçe)
yak
yaka
yakacak,-ğı
Yakacık
yaka kartı
Yakakent (ilçe)
yakalama
yakalamak
yakalanış
yakalanma
yakalanmak
yakalatma
yakalatmak
yakalı
yakalık,-ğı
yakalı kamçılılar
yakalıklı
yakalıksız
yakamoz
yakamozlanma
yakamozlanmak
yakarca
yakarı
yakarış
yakarma
yakarmak
yakasız
yakasız gömlek,-ği
yakasız mintan
yakı
yakı ağacı
|
yakıcı
yakıcılık,-ğı
yakılma
yakılmak
yakım
yakımcı
yakın
yakın akraba
yakın anlamlı
yakın anlamlılık,-ğı
yakın benzeşme
yakın
benzeşmezlik,-ği
Yakın Çağ
yakında
yakından
Yakın Doğu
yakın dost
yakın göçüşme
yakınış
yakın koruma
yakınlarda
yakınlaşma
yakınlaşmak
yakınlaştırma
yakınlaştırmak
yakınlık,-ğı
yakınlık derecesi
yakınlık durumu
yakınlıkduyar
yakınlık eylemi
yakınlık fiili
yakınma
yakınmak
yakınsak,-ğı
yakınsaklık,-ğı
yakınsak mercek,-ği
yakınsama
yakınsamak
yakın sesli
Yakın Şark
yakın takip,-bi
yakıntı
yakı otu
yakış
yakışık,-ğı
yakışıklı
yakışıklılık,-ğı
yakışıksız
yakışıksızlık,-ğı
yakışma
yakışmak
yakıştırma
yakıştırmaca
yakıştırmak
yakıt
yakıtçı
yakıt deposu
yakıt göstergesi
yakıt parası
yakin
yakinen
yaklaşık,-ğı
yaklaşık bilgi
yaklaşık değer
yaklaşılma
yaklaşılmak
yaklaşım
yaklaşma
yaklaşma eylemi
yaklaşma fiili
yaklaşmak
yaklaştırma
yaklaştırmak
yakma
yakmaç,-cı
yakmak
yakmalık,-ğı
yakma resim,-smi
yaktırma
yaktırmak
yakut
Yakut
Yakutça
yal
yalabık,-ğı
yalabıma
yalabımak
yalak,-ğı
yalaka
yalaka olmak
yalama
yalamak
yalama olmak
yalama uçuş
yalama yazı
yalamuk,-ğu
yalan
yalana yalana
yalancı
yalancı akasya
yalancı ayak,-ğı
yalancı biber
yalancı cep,-bi
yalancı dolma
yalancı dünya
yalancı inci
yalancıktan
yalancılık,-ğı
yalancı meyve
yalancı öd ağacı
yalancı pehlivan
yalancı safran
yalancı şahit,-di
yalancı şöhret
yalancı tanık,-ğı
yalancı taş
yalandan
yalan dolan
yalan dünya
yalan haber
yalanış
yalanlama
yalanlamak
yalanlanma
yalanlanmak
yalanma
yalanmak
yalan makinesi
yalansız
yalan yanlış
yalap şalap
yalapşap
|
yalap yalap
yalatma
yalatmak
yalayıcı
yalayış
yalaz
yalaza
yalazlama
yalazlamak
yalazlanma
yalazlanmak
yalçın
yalçınlaşma
yalçınlaşmak
yaldırak,-ğı
yaldız
yaldızcı
yaldızcılık,-ğı
yaldızlama
yaldızlamak
yaldızlanma
yaldızlanmak
yaldızlatma
yaldızlatmak
yaldızlı
yaldızlı hap
yalelli
yalgın
yalı
yalı ağası
yalı boyu
yalı bülbülü
yalıçapkını (kuş)
yalıçapkınıgiller
Yalıhüyük (ilçe)
yalım
yalım yalım
yalın
yalın ad
yalın ayak,-ğı
yalıncak,-ğı
yalın cümle
yalınç,-cı
yalın durum
yalıngaç,-cı
yalıngöz
(kertenkele)
yalın göz
yalın hâl,-li
yalın isim,-smi
yalın kat
yalın kelime
yalın kılıç
yalınlaşma
yalınlaşmak
yalınlık,-ğı
yalın sıfat
yalın tümce
yalın üslûp,-bu
yalın yapıldak,-ğı
yalın zaman
yalın zarf
yalıtıcı
yalıtılma
yalıtılmak
yalıtım
yalıtkan
yalıtkanlık,-ğı
yalıtma
yalıtmak
yalı uşağı
yalı yar
yalız
yallah
yalman
yalnız
yalnız başına
yalnızca
yalnızcı
yalnızcılık,-ğı
yalnızlaşma
yalnızlaşmak
yalnızlık,-ğı
Yalova
Yalova misketi
(üzüm)
yalpa
yalpak,-ğı
yalpaklık,-ğı
yalpalama
yalpalamak
yalpalanma
yalpalanmak
yalpalatma
yalpalatmak
yalpı
yalpık,-ğı
yalpılı
yaltak,-ğı
yaltakçı
yaltakçılık,-ğı
yaltaklanış
yaltaklanma
yaltaklanmak
yaltaklık,-ğı
yaltaklık etmek
yalvaç,-cı
Yalvaç (ilçe)
yalvaçlık,-ğı
yalvarılma
yalvarılmak
yalvarış
yalvarış yakarış
yalvarma
yalvarmak
yalvartma
yalvartmak
yama
yamacı
yamacılık,-ğı
yamaç,-cı
yamaç paraşütü
yama işi
yamak,-ğı
yamaklık,-ğı
yamaklık etmek
yamalama
yamalamak
yamalanış
yamalanma
yamalanmak
yamala yamala
yamalı
yamalı bohça
yamalık,-ğı
|
yamalma
yamalmak
yamama
yamamak
yaman
yamanma
yamanmak
yamatma
yamatmak
yamçı
yamçılı
yamçısız
yampiri
yampirilik,-ği
yampiri yampiri
yamrulma
yamrulmak
yamru yumru
yamuk,-ğu
yamukluk,-ğu
yamulma
yamulmak
yamyam
yamyamlık,-ğı
yamyassı
yamyaş
yan
yanak,-ğı
yanaklı
yanak yanağa
yanal
yanal yüzey
yanarca
yanardağ
yanardağ ağzı
yanardağ bilimci
yanardağ bilimi
yanardağ bölgesi
yanardağ patlaması
yanardağ
püskürmesi
yanardöner
yanaşık,-ğı
yanaşık düzen
yanaşıklık,-ğı
yanaşık nizam
yanaşılma
yanaşılmak
yanaşlık,-ğı
yanaşma
yanaşmak
yanaştırma
yanaştırmak
yan atışı
yanay
yana yakıla
yana yana
yanay doğrusu
yanay düzlemi
yan bakış
yancı
yan cümle
yan çizgisi
yandan çarklı
yandaş
yandaşlık,-ğı
yandık,-ğı
yandırma
yandırmak
yan etki
yangı
yangılanma
yangılanmak
yangılı
yangın
yangın bombası
yangıncı
yangın çıkışı
yangın hortumu
yangın kulesi
yangınlaşma
yangınlaşmak
yangın merdiveni
yangın musluğu
yangın sigortası
yangın söndürücü
yangın tulumbası
yangın yeri
yangısız
yan hakem
yanıcı
yanıcı gaz
yanık,-ğı
yanıkara (hastalık)
yanıklık,-ğı
yanık rüzgâr
yanık ses
yanık sesli
yanıksı
yanılgı
yanılış
yanılma
yanılmaca
yanılmak
yanılsama
yanıltı
yanıltıcı
yanıltma
yanıltmaca
yanıltmacı
yanıltmaç,-cı
yanıltma haber
yanıltmak
yanında
yanı sıra
yanış
yanışölçer
yanıt
yanıtlama
yanıtlamak
yanıtlandırılma
yanıtlandırılmak
yanıtlandırma
yanıtlandırmak
yanıtlanma
yanıtlanmak
yanıtlı
yanıtsız
yani
yan kabağı
yan kâğıdı
yankesici
yankesicilik,-ği
yankı
yankı bilimi
|
yankıca
yankılama
yankılamak
yankılanım
yankılanma
yankılanmak
yankılı
yankısız
yankı yapmak
yanlama
yanlamak
yanlamasına
yanlı
yanlık,-ğı
yanlılık,-ğı
yanlış
yanlışlık,-ğı
yanlışlıkla
yanlış yunluş
yanma
yanmak
yan ödeme
yan sanayi,-i
yansı
yansıca
yansılama
yansılamak
yansılanım
yansılanım aygıtı
yansılanım cihazı
yansılanım çizelgesi
yansılanma
yansılanmak
yansıma
yansımak
yansımalı
yansımasız
yansıtaç,-cı
yansıta yansıta
yansıtıcı
yansıtılma
yansıtılmak
yansıtım
yansıtma
yansıtmak
yansız
yansızlaştırılmış
yansızlaştırma
yansızlaştırmak
yansızlık,-ğı
yanşak,-ğı
yanşaklık,-ğı
yanşama
yanşamak
yan tesir
yantutmaz
yantutmazlık,-ğı
yan tümce
yan ürün
yan yan
yan yana
yan yargıcı
yan yüzergiller
yapadurma
yapadurmak
yapağı
yapağıcı
yapak,-ğı
yapakçı
yapak yağı
yapalak,-ğı
Yaparlu
yapay
yapayalnız
yapay böbrek,-ği
yapay dil
yapay dölleme
yapay döllenme
yapay ipek,-ği
yapay kalp,-bi
yapaylaşma
yapaylaşmak
yapaylaştırma
yapaylaştırmak
yapaylık,-ğı
yapay solunum
yapboz (puzzle)
yapı
yapı bilgisi
yapı bilimi
yapı bilimsel
yapıcı
yapıcılık,-ğı
yapı elemanı
yapık,-ğı
yapı kooperatifi
yapılabilirlik,-ği
yapılanma
yapılanmak
yapılaşma
yapılaşmak
yapılı
yapılıkçı dil bilimi
yapılış
yapılma
yapılmak
yapım
yapı malzemesi
yapımcı
yapımcılık,-ğı
yapım eki
yapım evi
yapıncak,-ğı
yapınma
yapınmak
yapıntı
yapıntıcılık,-ğı
yapıntılı
yapısal
yapısalcı
yapısalcılık,-ğı
yapısal dil bilimi
yapısallaşma
yapısallaşmak
yapısallık,-ğı
yapış
yapışıcı
yapışıcı sap
yapışık,-ğı
yapışık çeneliler
yapışıklık,-ğı
yapışkan
|
yapışkanlık,-ğı
yapışkan otu
yapışma
yapışmak
yapıştırıcı
yapıştırılma
yapıştırılmak
yapıştırma
yapıştırmak
yapış yapış
yapıt
yapı taşı
yapma
yapmacık,-ğı
yapmacık
görünümü
yapmacık gülüş
yapmacıklı
yapmacıksız
yapma çiçek,-ği
yapma dil
yapma gübre
yapma ipek,-ği
yapmak
yapma uydu
yapracık,-ğı
yaprak,-ğı
yaprak arıları
yaprak arısı
yaprak aşısı
yaprak ayası
yaprak biti
yaprak bitleri
yaprak böceği
yaprak çay
yaprakçık,-ğı
yaprakçıl
yaprak dolması
yaprak dökümü
yaprak döner
yaprak kını
yaprak kurbağası
yaprak kurdu
yaprakkurusu
(renk)
yapraklanma
yapraklanmak
yapraklı
Yapraklı (ilçe)
yapraklı kara
yosunları
yaprak makinesi
yaprak sarması
yapraksı
yapraksız
yaprak sigarası
yaprak taş
yaprak tütün
yaprak yaprak
yapsatçı
yapsatçılık,-ğı
yaptırılma
yaptırılmak
yaptırım
yaptırma
yaptırmak
yaptırtma
yaptırtmak
yapyakın
yapyalnız
yar (uçurum)
yâr,-ri (sevgili)
yara
yarabbi
yara bere
Yaradan
Yaradancılık,-ğı
yaradılış
yaradılışlı
yaradılıştan
yara izi
yarak,-ğı
yaralama
yaralamak
yaralanış
yaralanma
yaralanmak
yaralı
yarama
yaramak
yaramaz
yaramazca
yaramazlaşma
yaramazlaşmak
yaramazlık,-ğı
yaramazlık etmek
yaramaz olmak
yâran
yaranış
yaranma
yaranmak
yara otu
yarar
yararcı
yararcılık,-ğı
yararlanılma
yararlanılmak
yararlanma
yararlanmak
yararlı
yararlık,-ğı
yararlı olmak
yararsız
yararsızlık,-ğı
yarasa
yarasalar
yaraş
yaraşık,-ğı
yaraşıklı
yaraşıksız
yaraşır
yaraşma
yaraşmak
yaraştırma
yaraştırmak
yaratı
yaratıcı
yaratıcılık,-ğı
yaratık,-ğı
yaratılış
yaratılma
yaratılmak
yaratım
yaratımcı
yaratış
|
yaratma
yaratmak
yarayışlı
yarbay
yarbaylık,-ğı
yarda
yardak,-ğı
yardakçı
yardakçılık,-ğı
yardakçılık etmek
yardım
yardımcı
yardımcı ders
yardımcı doçent
yardımcı eylem
yardımcı fiil
yardımcı hakem
yardımcı hücre
yardımcı kitap,-bı
yardımcılık,-ğı
yardımcı olmak
yardımcı oyuncu
yardımcı yargıcı
yardım etmek
yardımlaşma
yardımlaşmak
yardım sandığı
yardımsever
yardımseverlik,-ği
yardırma
yardırmak
yâren
yârenbaşı
yârence
yârenlik,-ği
yârenlik etmek
yargı
yargı alanı
yargıcı
yargıcılar kurulu
yargıcılık,-ğı
yargıç,-cı
yargı çevresi
yargıçlık,-ğı
yargı denetimi
yargı erki
yargı evi
yargı gücü
yargılama
yargılama giderleri
yargılamak
yargılama usulü
yargılanış
yargılanma
yargılanmak
yargı organları
yargısal
yargı usulü
yargı yeri
yargı yetkisi
yargı yolu
yarı
yarı açık ceza evi
yarı ağır sıklet
yarı alan
yarı asalak,-ğı
yarı başkalaşma
yarı başkanlık,-ğı
yarı bel
yarı belgesel
yarı buçuk,-ğu
yarıcı
yarıcılık,-ğı
yarıçap
yarı final,-li
yarı finalist
yarı gece
yarı geçirgen
yarı geçirgenlik,-ği
yarı göçebe
yarı göçebelik,-ği
yarı gölge
yarı iletken
yarık,-ğı
yarı karanlık,-ğı
yarıklık,-ğı
yarı kurak,-ğı
yarı kübik,-ği
yarı küre
yarılama
yarılamak
yarılanma
yarılanmak
yarılma
yarılmak
yarım
yarımada
yarım adam
yarım ağız
yarım akıllı
yarı mamul,-lü
yarım asalak,-ğı
yarım ay
yarım ayak,-ğı
yarım baş ağrısı
yarım boy
yarımca
Yarımca
yarım daire
yarım daire
kanalları
yarım doğru
yarım gün
yarım kafiye
yarım kanatlılar
yarım kubbe
yarım küre
yarımlama
yarımlamak
yarımlık,-ğı
yarım mesai
yarım pabuçlu
yarım pansiyon
yarım porsiyon
yarım seren
yarımşar
yarım tarife
yarım uyak,-ğı
yarım vokal,-li
yarım yamalak,-ğı
yarın
yarınki
yarıntı
yarı orta sıklet
yarı otomatik,-ği
|
yarı sanayileşme
yarı saydam
yarı saydamlık,-ğı
yarı son
yarı sonuç,-cu
yarış
yarış arabası
yarış atı
yarışçı
yarışçılık,-ğı
yarış etmek
yarışım
yarışımcı
yarış kayığı
yarışlık,-ğı
yarışma
yarışmacı
yarışmak
yarış otomobili
yarış tabancası
yarıştırma
yarıştırmak
yarı ünlü
yarı yarıya
yarıyıl
yarka
yarkurul
yarlıgama
yarlıgamak
yarlık,-ğı
yarma
yarma aşı
yarma buğday
yarma çorbası
yarmak
yarma kereste
yarma kütüğü
yarmalama
yarmalamak
yarmalık,-ğı
yarma saldırısı
yarma şeftali
yarma taarruzu
yâr olmak
yarpuz
yârüağyar
yas
yasa
yasa dışı
yasak,-ğı
yasak aşk
yasak bölge
yasakçı
yasak etmek
yasak kitap,-bı
yasaklama
yasaklamak
yasaklanış
yasaklanma
yasaklanmak
yasaklayıcı
yasaklı
yasak meyve
yasak olmak
yasa koyucu
yasal
yasalaşma
yasalaşmak
yasalaştırılma
yasalaştırılmak
yasalaştırma
yasalaştırmak
yasalı
yasallaşma
yasallaşmak
yasama
yasama
dokunulmazlığı
yasama dönemi
yasama gücü
yasama hakkı
yasamak
yasama kurulu
yasama kuvveti
yasamalı
yasama meclisi
yasama organı
yasama yetkisi
yasama yılı
yasa önerisi
yasasız
yasasızlık,-ğı
yasa sözcüsü
yasa tasarısı
yasa teklifi
yasemin
Yasin
yaslama
yaslamak
yaslanma
yaslanmak
yaslı
yasma
yasmak
yasmık,-ğı
yassı
yassı balıklar
yassıca
yassı kadayıf
yassılama
yassılamak
yassılanma
yassılanmak
yassılaşma
yassılaşmak
yassılaştırma
yassılaştırmak
yassılık,-ğı
yassılma
yassılmak
yassıltma
yassıltmak
yassı solucanlar
yassı solungaçlılar
yastağaç,-cı
yastama
yastamak
yastık,-ğı
yastık bıyık,-ğı
yastık kılıfı
yastıklama
yastıklı
yastık takoz
yaş
yaşa
|
yaşam
yaşama
yaşamaca
yaşama çabası
yaşama gücü
yaşamak
yaşama sevinci
yaşama uğraşısı
yaşam biçimi
yaşam düzeyi
yaşam felsefesi
yaşam güvencesi
yaşam koşulları
yaşam öyküsü
yaşamsal
yaşam sigortası
yaşam standardı
yaşanası
yaşanılma
yaşanılmak
yaşanma
yaşanmak
yaşanmışlık,-ğı
yaşantı
yaşarlık,-ğı
yaşarma
yaşarmak
yaşartıcı
yaşartma
yaşartmak
yaşasın
yaşatıcı
yaşatkan
yaşatkan sinir
sistemi
yaşatma
yaşatmak
yaşayış
yaş baş
yaş çayır
yaş dönümü
yaş günü
yaş haddi
yaşın yaşın
yaşıt
yaşıtlık,-ğı
yaş kesim
yaşlanma
yaşlanmak
yaşlı
yaşlı başlı
yaşlıca
yaşlıca başlıca
yaşlık,-ğı
yaşlılar yurdu
yaşlılık,-ğı
yaşlılık bilimi
yaşlılık sigortası
yaşmak,-ğı
yaşmaklama
yaşmaklamak
yaşmaklanma
yaşmaklanmak
yaşmaklı
yaşmaksız
yaş pasta
yaş sebze
yaş sınırı
yaş üzüm
yat
yatağan
Yatağan (ilçe)
yatak,-ğı
yatak çarşafı
yatakçı
yatakhane
yataklı
yataklı vagon
yataklık,-ğı
yataklık etmek
yatak liman
yatak limonu
yatak mobilya
yatak odası
yatak örtüsü
yatak takımı
yatak yapmak
yatalak,-ğı
yatalak olmak
yatar koltuk,-ğu
yatay
yatay geçiş
yatay seren
yat borusu
yatçı
yatçılık,-ğı
yatı
yatık,-ğı
yatık çit
yatık doğru
yatık yazı
yatılı
yatılma
yatılmak
yatım
yatır
yatırılma
yatırılmak
yatırım
yatırım bankası
yatırımcı
yatırım yapmak
yatırma
yatırmak
yatısız
yatış
yatışma
yatışmak
yatıştırıcı
yatıştırma
yatıştırmak
yatkın
yatkınlaşma
yatkınlaşmak
yatkınlık,-ğı
yat kulübü
yatma
yatmak
yatmalık,-ğı
yatsı
yatsı ezanı
yatsı namazı
yatuğan
yatuk,-ğu
yavan
|
yavanlaşma
yavanlaşmak
yavanlaştırma
yavanlaştırmak
yavanlık,-ğı
yavaş
yavaşa
yavaşça
yavaşça yavaşça
yavaşçacık
yavaşlama
yavaşlamak
yavaşlatılma
yavaşlatılmak
yavaşlatılmış
yavaşlatılmış
hareket
yavaşlatma
yavaşlatmak
yavaşlık,-ğı
yavaş tütün
yavaş yavaş
yave
yaver
yaverlik,-ği
yavru
yavruağzı (renk)
yavrucağız
yavrucak,-ğı
yavrucuk,-ğu
yavru kapı
yavrukurt,-du
yavrulama
yavrulamak
yavsı
yavşak,-ğı
yavşan
yavşan otu
yavuklama
yavuklamak
yavuklanma
yavuklanmak
yavuklu
yavuz
yavuzca
Yavuzeli'ni (ilçe)
yavuzlanma
yavuzlanmak
yavuzlaşma
yavuzlaşmak
yavuzluk,-ğu
yay
Yay (burç)
yaya
yaya çivisi
yaya geçidi
yaya kaldırımı
yaya köprüsü
yayalık,-ğı
yayan
yayan yapıldak
yaya yolu
yay ayraç,-cı
yayçizer
yaydırma
yaydırmak
yaygara
yaygaracı
yaygaracılık,-ğı
yaygı
yaygı balığı
yaygın
yaygın eğitim
yaygınlaşma
yaygınlaşmak
yaygınlaştırma
yaygınlaştırmak
yaygınlık,-ğı
yaygın öğretim
yaygın yanlış
yayık,-ğı
yayık ağızlı
yayıklama
yayıklamak
yayık makinesi
yayılı
yayılımcı
yayılımcılık,-ğı
yayılış
yayılma
yayılmacı
yayılmacılık,-ğı
yayılma hızı
yayılmak
yayım
yayımcı
yayımcılık,-ğı
yayımlama
yayımlamak
yayımlanma
yayımlanmak
yayımlatma
yayımlatmak
yayımlayan
yayın
yayın balığı
yayın balığıgiller
yayıncı
yayındırıcı
yayındırma
yayın dışı
yayın evi
yayınık,-ğı
yayınım
yayınispî
yayınma
yayıntı
yayış
yay kabzası
yay kolu
yayla
yaylacı
yaylacılık,-ğı
yayla çayırı
yayla çiçeği
yayla çorbası
Yayladağı'nı (ilçe)
Yayladere (ilçe)
yayla gülü
yaylagüzeli (bitki)
yayla havası
yaylak,-ğı
yayla kekiği
yaylakıye
yaylama
|
yaylamak
yaylandırma
yaylandırmak
yaylanma
yaylanmak
yayla salatası
yayla yavşanı
yaylı
yaylı araba
yaylı çalgılar
yaylım
yaylım ateş
yaylım ateşi
yaylı sazlar
yaylı tambur
yaylı terazi
yayma
yaymacı
yaymacılık,-ğı
yaymak
yayvan
yayvanlaşma
yayvanlaşmak
yayvanlık,-ğı
yayvan yayvan
yaz
yazadurma
yazadurmak
yazanak,-ğı
yazar
yazarçizer
yazar hakkı
yazar kasa
yazarlık,-ğı
yazboz tahtası
yazdırma
yazdırmak
yaz dönemi
yaz dönencesi
yazgı
yazgıcı
yazgıcılık,-ğı
yazgısal
yaz helvası
yazı
yazı bilgisi
yazı bilimci
yazı bilimi
yazı boyu
yazıcı
yazıcı cihazı
yazıcı kadın
yazıcılık,-ğı
yazı çevrimi
yazı dili
Yazıhan (ilçe)
yazıhane
yazı hayatı
yazı işleri
yazık,-ğı
yazı kadrosu
yazı kâğıdı
yazık etmek
yazık günah
yazıklanma
yazıklanmak
yazık olmak
yazıksız
yazı kurulu
yazıla
yazılama
yazılamak
yazılı
yazılı basın
yazılı bildirim
yazılı emir,-mri
yazılı hani
yazılı hukuk
yazılı imtihan
yazılı kâğıdı
yazılım
yazılım dizgesi
yazılım paketi
yazılım sistemi
yazılı sınav
yazılış
yazılı yoklama
yazılma
yazılmak
yazım
yazı makinesi
yazı masası
yazımcı
yazımsı
yazın
yazın bilimci
yazın bilimi
yazıncı
yazın dili
yazın eri
yazınsal
yazın tarihi
Yazır
yazış
yazışma
yazışmak
yazıt
yazı tahtası
yazı takımı
yazıt bilimci
yazıt bilimi
yazı tura
yazı yaban
yaz kış
yazlama
yazlamak
yazları
yazlık,-ğı
yazlıkçı
yazlı kışlı
yazma
yazmacı
yazmacılık,-ğı
yazma eser
yazmak
yazman
yazmanlık,-ğı
yazma yitimi
yaz ördeği
yaz saati
yaz sömestri
yaz uykusu
|
yaz yağmuru
yedek,-ği
yedek akçe
yedek besinler
yedekçi
yedek lâstik,-ği
yedekleme
yedeklemek
yedekleşme
yedekleşmek
yedekli
yedeklik,-ği
yedek oyuncu
yedek parça
yedek parçacı
yedek parçacılık,-ğı
yedek subay
yedekte
yedek teker
yedi
yedi altmış beş
yedi altmış beşlik,
-ği
yedi belâ
yedi canlı
yediden yetmişe
yedi düvel
yediemin
yedigen
Yedigir (yıldız
kümesi)
yedi göbek,-ği
Yedikardeş (yıldız
kümesi)
yediler
yedili
yedilik,-ği
yedilme
yedilmek
yedinci
yedinci sanat
yedirilme
yedirilmek
yedirme
yedirmek
Yedisu (ilçe)
yedişer
yediveren
yediz
yedme
yedmek
yegâh
yegân
yegâne
yegân yegân
yeğ
yeğen
yeğin
yeğinleşme
yeğinleşmek
yeğinlik,-ği
yeğleme
yeğlemek
yeğlenme
yeğlenmek
yeğlik,-ği
yeğni
yeğnilemek
yeğnilik,-ği
yeğnilme
yeğnilmek
yeğniltme
yeğniltmek
yeğniseme
yeğnisemek
yeğrek,-ği
yeis,-e'si
yek
yekdiğeri
yeke
yekine yekine
yekiniş
yekinme
yekinmek
yekin yekin
yeknesak
yeknesaklık,-ğı
yekpare
yeksan
yekta
yekten
yekûn
yekvücut,-du
yel
yel değirmeni
yeldirme
yeldirmek
yeldirmeli
yeldirmesiz
yele
yeleç,-ci
yelek,-ği
yeleken
yelekleme
yeleklemek
yeleklenme
yeleklenmek
yelelenme
yelelenmek
yeleli
yeleli kurt,-du
yeleme
yelengeç,-ci
yelin
yelken
yelken balığı
yelken bezi
yelkenci
yelkencilik,-ği
yelken gemisi
yelken gönderi
yelken iğnesi
yelkenleme
yelkenlemek
yelkenli
yelkenli gemi
yelken yarışı
yelkesen
yelkıran
yelkovan
yelkovangiller
yelleme
yellemek
yellenme
yellenmek
|
yelli
yellim yelâlim
yellim yepelek
yelloz
yelme
yelmek
yelölçer
yelpaze
yelpazeleme
yelpazelemek
yelpazelenme
yelpazelenmek
yelpaze tonoz
yelpik,-ği
yelpirdeme
yelpirdemek
yelseme
yelsemek
yeltek,-ği
yelteniş
yeltenme
yeltenmek
yelve
yelveren
yelyazar
yel yepelek
yel yeperek
yelyutan
yem
yem borusu
yemci
yeme
yeme içme
yemek,-ği
yemekaltı
yemek borusu
yemek dolabı
yemek duası
yemekhane
yemek hizmeti
yemekli
yemeklik,-ği
yemek listesi
yemekli vagon
yemek masası
yemek odası
yemek salonu
yemeksiz
Yemen
yemeni
yemenici
yemenicilik,-ği
yemenili
Yemenli
yemin
yemin billâh
yemin etmek
yemin kasem
yeminli
yeminsiz
yemiş
yemişçi
yemişçil
yemişen
yemişlenme
yemişlenmek
yemişli
yemişlik,-ği
yemleme
yemlemek
yemlenme
yemlenmek
yemlik,-ği
yemlik arpa
yemlikli
yemliksiz
yem torbası
yem verimi
yemyeşil
yen
yenge
yengeç,-ci
Yengeç (burç)
Yengeç dönencesi
yengeçvari
yengelik,-ği
yengi
yeni
yeni ay
yenibahar (bitki)
yeni baştan
yenice
Yenice (ilçe)
yenici
Yeni Çağ
Yeniçağa (ilçe)
yeniçeri
yeniçeri ağası
yeniçerilik,-ği
yeniçeri ocağı
yeni dalga
yeniden
yeniden kurma
yeniden tasarımlama
yeniden yapılanma
yeniden yeniye
yenidünya (meyve)
Yeni Dünya
Yeni Dünya aslanı
(puma)
yeni Eflâtuncu
yeni Eflâtunculuk,
-ğu
yeni eleştirici
yeni eleştiricilik,-ği
Yenifakılı (ilçe)
yeni gerçekçi
yeni gerçekçilik,-ği
Yeni Gine
Yeni Gineli
yeni gümüş
Yenihisar (ilçe)
yeni izlenimci
yeni izlenimcilik,-ği
yenik,-ği
yenileme
yenilemek
yenilenme
yenilenmek
yenilerde
yenileşme
yenileşmek
yenileştirme
yenileştirmek
yeniletme |
yeniletmek
yenilgi
yenilik,-ği
yenilikçi
yenilikçilik,-ği
yenilik korkusu
yenilik yapmak
yeniliş
yenilme
yenilmek
yenilmezlik,-ği
yeni maden
Yenimahalle (ilçe)
yenimsi
Yenipazar (ilçe)
yenirce
yeni sene
Yenişarbademli
(ilçe)
Yenişehir (ilçe)
yenişme
yenişmek
yeni yazı
yeni yeni
yeni yetme
yeni yetmelik,-ği
yeni yıl
Yeni Zelânda
Yeni Zelândalı
yenli
yenme
yenmek
yensiz
yepelek,-ği
yepisyeni
yepyeni
yer
yer adı
yer adı bilimi
yer alıştırmaları
yeraltı (metro)
yer altı
yer altı çarşısı
yer altı dünyası
yer altı kaynakları
yer altı merdiveni
yer altı müziği
yer altı sanatı
yer altı sineması
yer altı suları
yer altı treni
yer belirteci
yerberi (gök bilimi)
yer biçimleri
yer bilimci
yer bilimi
yer bilimsel
yer cücesi
yer çamı
yer çekimi
yer çekirdeği
yer çöküntüsü
yerdegezen (yılan)
yer değiştirme
yerden bitme
yerden selâm
yerden temenna
yerden yapma
yer domuzu
yer domuzugiller
yere doğrulum
yeregeçen
yerel
yerel kanal
yerelleşme
yerelleşmek
yerelleştirme
yerelleştirmek
yer elması
yerel radyo
yerel saat,-ti
yerel televizyon
yerel yayın
yerel yönetim
yereşeği (böcek)
yer etmek
yerey
yere yönelim
yer fesleğeni
yer fıstığı
yer geçidi
yergi
yergici
yergicilik,-ği
yer hizmetleri
yer hostesi
yerici
yerilme
yerilmek
yerinde
yerindelik,-ği
yerinden yönetim
yerinde vuruş
yerine
yerinme
yerinmek
yer istasyonu
yer kabuğu
yer katı
Yerköy (ilçe)
yerküre
yerleşik,-ği
yerleşiklik,-ği
yerleşilme
yerleşilmek
yerleşim
yerleşim alanı
yerleşim merkezi
yerleşke
yerleşme
yerleşmek
yerleştirilme
yerleştirilmek
yerleştirme
yerleştirmek
yerli
yerli dolap,-bı
yerlileşme
yerlileşmek
yerli malı
yerli yerinde
yerli yerine
yerli yersiz
|
yer mantarı
yerme
yermeci
yermek
yermeli
yer merkezci
yer merkezcilik,-ği
yer merkezli
yer meşesi
yer minderi
yer mumu
yer odası
yer ölçümü
yer örümceği
yeröte (gök bilimi)
yer özekçil
yer özekçilik,-ği
yer palamudu
yer pelidi
yer pırasası
yer sakızı
yer sarmaşığı
yer sarsıntısı
yersel
yer servisi
yer sıçanı
yersiz
yersizlik,-ği
yersiz yurtsuz
yer sofrası
yer şekilleri
yer şekli
yer solucanı
yer üstü
yer yağı
yer yatağı
yer yer
yer yurt
yer yuvarı
yer yuvarlağı
yeryüzü
yer zarfı
yestehleme
yestehlemek
yesyeni
yeşerme
yeşermek
yeşerti
yeşertme
yeşertmek
yeşil
yeşilbağa
yeşilbaş (ördek)
yeşilbiber
yeşilçekirge
Yeşilhisar (ilçe)
yeşil ışık,-ğı
yeşilimsi
yeşilimtırak,-ğı
yeşilkertenkele
yeşil kuşak,-ğı
yeşillenme
yeşillenmek
yeşilli
Yeşilli (ilçe)
yeşillik,-ği
Yeşilova (ilçe)
yeşil oy
yeşil saat
yeşil saha
yeşilsazan
Yeşilyurt (ilçe)
yeşil zeytin
yeşim
yetenek,-ği
yetenekli
yeteneklilik,-ği
yeteneksiz
yeteneksizlik,-ği
yeter
yeterince
yeterli
yeterli beslenme
yeterlik,-ği
yeterlik belgesi
yeterlik eğitimi
yeterlik fiili
yeterlik önergesi
yeterlik sınavı
yeterlilik,-ği
yeter sayı
yetersiz
yetersizlik,-ği
yeti
yetik,-ği
yetim
yetimhane
yetimlik,-ği
yetingen
yetingenlik,-ği
yetinme
yetinmek
yetirme
yetirmek
yetişek,-ği
yetişilme
yetişilmek
yetişim
yetişkin
yetişkin eğitimi
yetişkinlik,-ği
yetişme
yetişmek
yetişmiş
yetiştirici
yetiştirilme
yetiştirilmek
yetiştirim
yetiştirme
yetiştirmek
yetiştirme yurdu
yetke
yetkeli
yetki
yetki belgesi
yetki devri
yetki gaspı
Yetki Kanunu
yetkilendirme
yetkilendirmek
yetkili
yetkili merci,-i
yetkili yargıç,-cı
|
yetkin
yetkinleşme
yetkinleşmek
yetkinlik,-ği
yetkisiz
yetkisizlik,-ği
yetme
yetmek
yetmiş
yetmişer
yetmiş iki buçuk,-ğu
yetmişinci
yetmişlik,-ği
yevmî
yevmiye
yevmiyeci
yevmiye defteri
yevmiyeli
yeygi
Yezidî
Yezidîlik,-ği
yezit,-di
yezitlik,-ği
yığdırma
yığdırmak
Yığılca (ilçe)
yığılı
yığılışma
yığılışmak
yığılma
yığılmak
yığın
yığınak,-ğı
yığın bulut
yığın kültürü
yığınla
yığıntı
yığış
yığışık,-ğı
yığışım
yığışma
yığışmak
yığma
yığmak
yıkama
yıkamaç,-cı
yıkamak
yıkanış
yıkanma
yıkanmak
yıkatma
yıkatmak
yıkayıcı
yıkayış
yıkı
yıkıcı
yıkıcılık,-ğı
yıkık,-ğı
yıkık dökük
yıkıla yıkıla
yıkılış
yıkılma
yıkılmak
yıkım
yıkımcı
yıkım olmak
yıkıntı
yıkıntı olmak
yıkış
yıkışma
yıkışmak
yıkkın
yıkkınlık,-ğı
yıkma
yıkmacı
yıkmak
yıktırılma
yıktırılmak
yıktırma
yıktırmak
yıl
yılan
yılan balığı
yılan balığıgiller
yılanbaşı (deniz
kabuğu)
yılancı
yılancık,-ğı
yılancıl
yılan çıyan
yılan çiçeği
yılan derisi
yılandili (bitki)
yılan gömleği
yılan hikâyesi
yılaniğnesi (balık)
yılan kavı
yılankavi
yılan kemiği
yılan taşı
yılanyastığı (bitki)
yılanyastığıgiller
yılaşırı (bienal)
yılbaşı
yıldan yıla
yıldırak
Yıldırak (yıldız)
yıldırama
yıldıramak
yıldırılma
yıldırılmak
yıldırım
Yıldırım (ilçe)
yıldırım aşkı
yıldırımkıran
yıldırımlı
yıldırımlık,-ğı
yıldırım nikâhı
yıldırımsavar
yıldırım siperi
yıldırım takla
yıldırım telgraf
yıldırma
yıldırmak
yıldır yıldır
yıldız
yıldız anasonu
yıldız barışıklığı
yıldız bilimci
yıldız bilimcilik,-ği
yıldız bilimi
yıldız böceği
yıldız çiçeği
|
Yıldızeli'ni (ilçe)
yıldız falcılığı
yıldız falcısı
yıldız günü
yıldızı dişi
yıldızı düşük,-ğü
yıldız karayel
yıldız kurdu
yıldız kümesi
yıldızlama
yıldızlamak
yıldızlar arası
yıldızlaşma
yıldızlaşmak
yıldızlı
yıldızlık,-ğı
yıldız omurlular
yıldız poyraz
yıldız saati
yıldız savaşı
yıldızsı
yıldızsız
yıldız tabya
yıldız taşı
yıldız yağmuru
yıldız yasemini
yıldız yeli
yıldız yılı
yıldız zamanı
yıl dönümü
yılgı
yılgın
yılgınca
yılgınlık,-ğı
yılgın yılgın
yıl halkası
yılık,-ğı
yılışık,-ğı
yılışıkça
yılışıklık,-ğı
yılışık yılışık
yılışkan
yılışkanlık,-ğı
yılışma
yılışmak
yılkı
yılkıcı
yılkılık,-ğı
yıllama
yıllamak
yıllanma
yıllanmak
yıllarca
yıllar yılı
yıllatma
yıllatmak
yıllık,-ğı
yıllıkçı
yıllıklı
yıllık ortalama
yılma
yılmak
yılmaz
yılmazlık,-ğı
yıl sonu
yıprak,-ğı
yıpranma
yıpranmak
yıpranma payı
yıpratıcı
yıpratma
yıpratmak
yır
yırık,-ğı
yırlama
yırlamak
yırtıcı
yırtıcı hayvan
yırtıcı kuş
yırtıcılar
yırtıcılık,-ğı
yırtık,-ğı
yırtıkça
yırtıklık,-ğı
yırtık pırtık,-ğı
yırtılış
yırtılma
yırtılmak
yırtılmış
yırtılmışlık,-ğı
yırtım
yırtımcı
yırtımcılık,-ğı
yırtınış
yırtınma
yırtınmak
yırtış
yırtlak,-ğı
yırtma
yırtmaç,-cı
yırtmaçlı
yırtmaçsız
yırtmak
yırttırma
yırttırmak
yısa
yısa yısa
Yıva
yıvışık,-ğı
yıvışıklık,-ğı
yıvışma
yıvışmak
yıvış yıvış
yiddiş
yiğit,-di
yiğitbaşı
yiğitçe
yiğitleme
yiğitlendirme
yiğitlendirmek
yiğitlenme
yiğitlenmek
yiğitleşme
yiğitleşmek
yiğitlik,-ği
yiğitlik etmek
yilbik,-ği
yine
yineleme
yinelemek
yinelemeli
yineleniş
yinelenme
yinelenmek |
yineletme
yineletmek
yineleyiş
yirik,-ği
yirmi
yirmi beşlik,-ği
29 Ekim
yirmilik,-ği
yirminci
yirmişer
yirmişerlik,-ği
23 Nisan
yirmi yaş dişi
yitik,-ği
yitiklik,-ği
yitim
yitirilme
yitirilmek
yitiriş
yitirme
yitirmek
yitme
yitmek
yiv
yivaçar
yivleme
yivlemek
yivli
yiyecek,-ği
yiyici
yiyicilik,-ği
yiyim
yiyimli
yiyinti
yiyintili
yiyiş
yo
yobaz
yobazca
yobazlaşma
yobazlaşmak
yobazlık,-ğı
yoga
yogi
yoğ
yoğalma
yoğalmak
yoğaltıcı
yoğaltılma
yoğaltılmak
yoğaltım
yoğaltma
yoğaltmak
yoğrulma
yoğrulmak
yoğrum
yoğun
yoğun bakım
yoğunlaç,-cı
yoğunlaşma
yoğunlaşmak
yoğunlaştırılmış
yoğunlaştırma
yoğunlaştırmak
yoğunluk,-ğu
yoğunlukölçer
yoğun teker
yoğurma
yoğurmak
yoğurt,-du
yoğurt çiçeği
yoğurt çorbası
yoğurtçu
yoğurtçuluk,-ğu
yoğurthane
yoğurtlama
yoğurtlamak
yoğurtlu
yoğurtlu kebap,-bı
yoğurtma
yoğurtmak
yoğurt otu
yoğurt tatlısı
yoğurum
yok,-ğu,-ku
yokçu
yokçuluk,-ğu
yok etmek
yoklama
yoklamacı
yoklamak
yoklama yapmak
yoklanma
yoklanmak
yoklatma
yoklatmak
yokluk,-ğu
yokluk eki
yok olmak
yok pahasına
yoksa
yoksul
yoksullaşma
yoksullaşmak
yoksullaştırma
yoksullaştırmak
yoksulluk,-ğu
yoksulluk belgesi
yoksun
yoksun etmek
yoksunlu
yoksunluk,-ğu
yoksunma
yoksunmak
yoksun olmak
yoksuz
yoksuzluk,-ğu
yokumsama
yokumsamak
yokuş
yokuş aşağı
yokuşçu
yokuş yukarı
yok yere
yok yoksul
yol
yol ağzı
yolak,-ğı
yol ayrımı
yol azığı
yol bel
yol boyu
yolcu
yolcu etmek
yolcu gemisi
yolculuk,-ğu |
yolculuk etmek
yolcu salonu
yoldaş
yoldaşlık,-ğı
yoldurma
yoldurmak
yol erkân
yol evlâdı
yolgeçen
yolgeçen hanı
yol halısı
yol işareti
yolkesen
yol kilimi
yollama
yollamak
yollanma
yollanmak
yollu
yolluk,-ğu
yolma
yolmak
yol parası
yolsuz
yolsuzluk,-ğu
yolsuz yöntemsiz
yolu açık,-ğı
yol uğrağı
yoluk,-ğu
yolunma
yolunmak
yoluyla
yol üstü
yol yol
yol yol olmak
yol yordam
yol yorgunu
yom
yoma
Yomra (ilçe)
yomsuz
yomsuzluk,-ğu
yonca
yoncalık,-ğı
yonca yaprağı
yonga
yongalama
yongalamak
yongalayıcı
yongar
yonma
yonmak
yont
yont kuşu
yontma
yontmak
Yontma Taş Çağı
Yontma Taş Devri
yontu
yontucu
yontuculuk,-ğu
yontuk,-ğu
yontuk düz
yontulma
yontulmak
yonulmak
yordam
yordamlı
yordamsız
yordurma
yordurmak
yorga
yorgalama
yorgalamak
yorgan
yorgancı
yorgancılık,-ğı
yorgan çarşafı
yorgan iğnesi
yorgan ipliği
yorgan kavgası
yorgan yüzü
yorgun
yorgun argın
yorgunluk,-ğu
yorgunluk kahvesi
yorgun yorgun
yorma
yormak
yortma
yortmak
yortu
yorucu
yorulma
yorulmak
yorum
yorumcu
yorumculuk,-ğu
yorumlama
yorumlamak
yorumlanma
yorumlanmak
yosma
yosmaca
yosmalık,-ğı
yosun
yosun balığı
yosuncul
yosun külü
yosunlanma
yosunlanmak
yosunlaşma
yosunlaşmak
yosunlu
yoz
yozcu
Yozgat
yozlaşma
yozlaşmak
yozlaşmış
yozlaştırma
yozlaştırmak
yozluk,-ğu
yön
yön belirteci
yöndeş
yöndeş açılar
yön eki
yönelik,-ği
yönelim
yöneliş
yönelme
yönelme durumu
yönelme hâli
yönelmek
yönelmeli |
yönelmeli tümleç,-ci
yönelteç,-ci
yöneltilme
yöneltilmek
yöneltim
yöneltme
yöneltmek
yönerge
yönetici
yöneticilik,-ği
yönetilme
yönetilmek
yönetim
yönetim biçimi
yönetim gideri
yönetim kurulu
yönetimsel
yönetim yeri
yönetiş
yönetme
yönetmek
yönetme kolu
yönetmelik,-ği
yönetmen
yönetmenlik,-ği
yönetmen
yardımcısı
yönetsel
yöneylem
yöneylem
araştıması
yön gösterme eki
yönlendirme
yönlendirmek
yönleyici
yönlü
yönlü doğru
yönseme
yönsüz
yöntem
yöntem bilgisi
yöntem bilimi
yöntem bilimsel
yöntemli
yöntemlilik,-ği
yöntemsiz
yöntemsizlik,-ği
yön zarfı
yöre
yöresel
yöreselleşme
yöreselleşmek
yöresellik,-ği
Yörük
Yörük çadırı
yörünge
yudum
yudumlama
yudumlamak
yudumlanma
yudumlanmak
yudumluk,-ğu
yudum yudum
yuf
yuf borusu
yufka
yufka böreği
yufkacı
yufkacılık,-ğı
yufka ekmeği
yufka kebabı
yufkalık,-ğı
yufka yürekli
Yugoslav
Yugoslavya
Yugoslavyalı
yuh
yuha
yuhalama
yuhalamak
yuhalanma
yuhalanmak
yukaç,-cı
yukarda
yukardan
yukarı
yukarıda
yukarıdan
yukarı mahalle
yukarısı
yulaf
yulaf unu
yular
yuları eksik,-ği
yuma
yumak
yumak,-ğı
yumaklama
yumaklamak
yumaklanma
yumaklanmak
yumak yumak
yumdurma
yumdurmak
yumma
yummak
yumru
yumrucuk,-ğu
yumruk,-ğu
yumruk hakkı
yumruklama
yumruklamak
yumruklanma
yumruklanmak
yumruklaşma
yumruklaşmak
yumruk oyuncusu
yumruk oyunu
yumru kök
yumruk topu
yumrulanma
yumrulanmak
yumrulma
yumrulmak
yumruluk,-ğu
yumru top
yumuk,-ğu
yumuk gözlü
yumuklaşma
yumuklaşmak
yumuk yumuk
yumulma
yumulmak
yumulu
yumurcak,-ğı |
yumurta
yumurta akı
yumurtacı
yumurtacık,-ğı
yumurtacılık,-ğı
yumurta hücresi
yumurta kökü
yumurtalık,-ğı
Yumurtalık (ilçe)
yumurta ökçe
yumurta sarısı
yumurta zarı
yumurtlama
yumurtlama borusu
yumurtlamak
yumurtlama
mevsimi
yumurtlatma
yumurtlatmak
yumurtlayanlar
yumuş
yumuşacık,-ğı
yumuşak,-ğı
yumuşak ağızlı
yumuşak başlı
yumuşak buğday
yumuşakça
yumuşakçalar
yumuşak damak,-ğı
yumuşak iniş
yumuşaklaşma
yumuşaklaşmak
yumuşaklık,-ğı
yumuşak su
yumuşak ünsüz
yumuşak yüzlü
yumuşak yüzlülük,
-ğü
yumuşama
yumuşamak
yumuşatıcı
yumuşatılma
yumuşatılmak
yumuşatış
yumuşatma
yumuşatmak
yumuşatmalık,-ğı
yuna
yunak,-ğı
Yunak (ilçe)
Yunan
Yunanca
Yunanistan
Yunanistanlı
Yunanlı
yundusuz
yunma
yunmak
yunus
yunus balığı
yunus balığıgiller
yurdu
yurt,-du
yurt bilgisi
yurt dışı
yurt içi
yurtlandırma
yurtlandırmak
yurtlanma
yurtlanmak
yurtluk,-ğu
yurtsal
yurtsama
yurtsamak
yurtsever
yurtseverlik,-ği
yurtsuz
yurttaş
yurttaşlık,-ğı
yurttaşlık bilgisi
yurttaşlık hakları
Yurttaşlık Hukuku
Yurttaşlık Yasası
yusufçuk,-ğu
Yusufeli'ni (ilçe)
yusyumru
yusyuvarlak,-ğı
yutak,-ğı
yutak iltihabı
yutar hücre
yutkunma
yutkunmak
yutma
yutmak
yutturma
yutturmaca
yutturmak
yutturulma
yutturulmak
yutucu
yutulma
yutulmak
yuva
yuvak,-ğı
Yuva kavunu
yuvalama
yuvalamak
yuvalanma
yuvalanmak
yuvalı
yuvar
yuvarlacık,-ğı
yuvarlak,-ğı
yuvarlak ağızlılar
yuvarlak hesap,-bı
yuvarlaklaşma
yuvarlaklaşmak
yuvarlaklaştırma
yuvarlaklaştırmak
yuvarlaklık,-ğı
yuvarlak masa
yuvarlak masa
toplantısı
yuvarlak sayı
yuvarlak sıra
yuvarlak solucanlar
yuvarlak ünlü
yuvarlak vokal,-li
yuvarlama
yuvarlamak |
yuvarlana yuvarlana
yuvarlanış
yuvarlanma
yuvarlanmak
yuvarlatma
yuvarlatmak
yuvarölçer
yuvar yuvar
yuvaya dönüş
yuvgu
yuvgulama
yuvgulamak
yüce
yücelik,-ği
yücelim
yüceliş
yücelme
yücelmek
yüceltilme
yüceltilmek
yüceltme
yüceltmek
yüğrük,-ğü
yük
yük arabası
yük asansörü
yükçü
yükçülük,-ğü
yük gemisi
yük hayvanı
yük katarı
yüklem
yüklem birliği
yükleme
yükleme durumu
yükleme hâli
yüklemek
yüklem öbeği
yüklenici
yüklenilme
yüklenilmek
yüklenme
yüklenmek
yükletilme
yükletilmek
yükletme
yükletmek
yükleyici
yükleyiş
yüklü
yüklüce
yüklük,-ğü
yüklülük,-ğü
yük odası
yük olmak
yüksek,-ği
yüksek atlama
yüksek basınç,-cı
yüksek fırın
yüksek fiyat
yüksek gerilim
yükseklik,-ği
yükseklik korkusu
yükseklikölçer
yüksek lisans
yüksek okul
Yüksekova (ilçe)
yüksek öğrenim
yüksek öğretim
yüksek ses
yüksek sosyete
yüksek tahsil
yüksek teknoloji
yüksek yaylak,-ğı
yükselen piyasa
yükselim
yükseliş
yükselme
yükselmek
yükselteç,-ci
yükseltgeme
yükseltgemek
yükseltgenme
yükseltgenmek
yükselti
yükseltilme
yükseltilmek
yükseltme
yükseltmek
yüksük,-ğü
yüksük kına
yüksük makarna
yüksük otu
yüksünme
yüksünmek
yük treni
yüküm
yükümlendirme
yükümlendirmek
yükümlenme
yükümlenmek
yükümlü
yükümlülük,-ğü
yükün
yükünme
yükünmek
yük vagonu
yülgü
yülük,-ğü
yülüme
yülümek
yülünme
yülünmek
yün
yünlü
yüpürmek
Yüregir
yüreği dar
yüreği delik,-ği
yüreği dolu
yüreği geniş
yüreği katı
yüreği pek
Yüreğir (ilçe)
yüreği temiz
yüreği yanık,-ğı
yüreği yaralı
yüreği yufka
yürek,-ği
yürek acısı
yürek ağrısı
yürek çarpıntısı
yürek darlığı
yürek karası
yüreklendirme
yüreklendirmek
yüreklenme
|
yüreklenmek
yürekli
yüreklilik,-ği
yüreklilikle
yüreksiz
yüreksizlik,-ği
yürekten
yürek yarası
yürük,-ğü
yürük aksak,-ğı
yürüklük,-ğü
yürük semaî
yürüme
yürümek
yürünme
yürünmek
yürürçalar
yürürlük,-ğü
yürüteç,-ci
yürütme
yürütme gücü
yürütmek
yürütme kurulu
yürütmeyi durdurma
yürütücü
yürütülme
yürütülmek
yürütülüş
yürütüm
yürüyen merdiven
yürüyüş
yürüyüş kolu
yürüyüş yapmak
yüsrü
yüz
yüz akı
yüz aklığı
yüzbaşı,-yı
yüzbaşılık,-ğı
yüz beşlik,-ği
yüzbeyüz
yüz binlerce
yüz binlik,-ği
yüzde
yüzdelik,-ği
yüzden
yüzde yüz
yüzdürme
yüzdürmek
yüzdürülme
yüzdürülmek
yüze gülücü
yüze gülücülük,-ğü
yüzer
yüzergezer
yüzer havuz
yüzerlik,-ği
yüzer top
yüzer yüzer
yüze soğurma
yüzey
yüzey bilimci
yüzey bilimi
yüzeyleşme
yüzeyleşmek
yüzeysel
yüzey şekilleri
yüzgeç,-ci
yüzgeç ayaklılar
yüz görümlüğü
yüzgöz
yüzgöz olmak
yüz kalıbı
yüz kaplama
yüz karası
yüz kere
yüz kızartıcı
yüz kızartıcı suç
yüz kiri
yüzleme
yüzlemece
yüzlemek
yüzlenme
yüzlenmek
yüzler
yüzlerce
yüzleşme
yüzleşmece
yüzleşmek
yüzleştirme
yüzleştirmek
yüzlü
yüzlük,-ğü
yüzlük birimler
bölüğü
yüzlü yüzlü
yüzme
yüzme havuzu
yüzmek
yüzme kesesi
yüznumara
yüz ölçümü
yüz sabunu
yüzsuyu (onur)
yüzsüz
yüzsüzce
yüzsüzleşme
yüzsüzleşmek
yüzsüzleştirme
yüzsüzleştirmek
yüzsüzlük,-ğü
yüzsüz yüzsüz
yüzü ak
yüzü asık,-ğı
yüzücü
yüzücülük,-ğü
yüzük,-ğü
yüzü kara
yüzükoyun
yüzük oyunu
yüzük parmağı
yüzülme
yüzülmek
yüzüncü
yüzünden
yüzü pek
yüzü sıcak,-ğı
yüzü soğuk,-ğu
yüzüstü
yüz üstü
yüzüş
yüzü yerde
yüzü yumuşak,-ğı
yüz yazısı
yüzyıl
yüzyıllık,-ğı
yüz yüze |
|
zaaf
zabıt,-ptı
zabıta
zabıtname
zabit
zabitan
zabitlik,-ği
zaç
zaç yağı
zade
zadegân
zadegânlık,-ğı
zafer
Zafer Bayramı
zafiyet
zağ
zağanos
zağar
zağara
zağarcı
zağarlık,-ğı
zağcı
zağcılık,-ğı
zağlama
zağlamak
zağlanma
zağlanmak
zağlı
zahir
zahirde
zahire
zahiren
zahirî
zahit,-di
zahitik,-ği
zahmet
zahmet etmek
zahmetli
zahmet olmak
zahmetsiz
zahmetsizce
zahter
zail
zail olmak
Zaire
Zaireli
zait,-di
zakkum
zakkumgiller
zakkumlaşma
zakkumlaşmak
zakkumlu
zalim
zalimane
zalimce
zalimlik,-ği
zam,-mmı
zaman
zaman aşımı
zaman ayarlı
zaman belirteci
zaman bilimi
zaman bilimsel
zaman birimi
zamandaş
zaman dizini
zamane
zamane adamı
zamane çocuğu
zaman eki
zamanında
zamanla
zamanlama
zamanlamak
zamanlı
zamanlı zamansız
zamansız
zaman tüneli
zaman zaman
zaman zarfı
zamazingo
zambak,-ğı
zambakgiller
Zambiya
Zambiyalı
zamir
zamk
zamk ağacı
zamk akasyası
zamk hastalığı
zamkıarabî
zamkinos
zamkinos etmek
zamklama
zamklamak
zamklanma
zamklanmak
zamklı
zamklı kâğıt,-dı
zamlanma
zamlanmak
zamlı
zamsız
zamme
zammetme
zammetmek
zammı sure
zam paketi
zampara
zamparalık,-ğı
zamparalık etmek
zam yapmak
zan,-nnı
zanaat
zanaatçı
zanaatçılık,-ğı
zanaatkâr
zanaatkârlık,-ğı
zangırdama
zangırdamak
zangırdatma
zangırdatmak
zangırtı
zangır zangır
zangoç,-cu
zangoçluk,-ğu
zanka
zanlı
zannetme
zannetmek |
zanneyleme
zanneylemek
zannolunma
zannolunmak
zaparta
zaping
zaping yapmak
zappino
zapt
zapt etmek
zaptiye
zaptiye memuru
zapturapt
zar
Zara (ilçe)
zarafet
zarar
zarar etmek
zararına
zarar kesme
zararlı
zararsız
zarcı
zar etmek
zarf
zarfçı
zarfçılık,-ğı
zarf-fiil
zarf-fiil grubu
zarfında
zarflama
zarflamak
zarflanma
zarflanmak
zarflı
zargana
zarif
zarifane
zarifçe
zariflik,-ği
zari zari
zar kanatlılar
zarp,-bı
zarp etmek
zarplı
zarsı
zarta
zart zurt
zaruret
zarurî
zar zor
zat
zata mahsus
zaten
zatıâlileri
zatıâliniz
zati (zaten)
zatî
zat işleri
zatülcenp,-bi
Zatülkürsî (yıldız)
zatürree
zavallı
zavallılık,-ğı
zaviye
zaviyevî
zayıf
zayıflama
zayıflamak
zayıflatma
zayıflatmak
zayıflayış
zayıflık,-ğı
zayıf nahif
zayıf sesli
zayıf ünlü
zayi,-i
zayiat
zayiçe
zayi etmek
zayi olmak
zeamet
zeban
zebanî
zebanzet,-di
zebellâ
zebercet,-di
zebra
zebun
zebun etmek
zebunküş
zebunküşlük,-ğü
zebunlaşma
zebunlaşmak
zebunluk,-ğu
zebun olmak
Zebur
zecir,-cri
zecren
zecrî
zecrî tedbir
zede
zedeleme
zedelemek
zedeleniş
zedelenme
zedelenmek
zedeli
zedesiz
zefir
zehap,-bı
zehir,-hri
zehir etmek
zehir hafiye
zehirleme
zehirlemek
zehirlenme
zehirlenmek
zehirli
zehirli gaz
zehirlilik,-ği
zehirli mantarlar
zehir olmak
zehirsiz
zehir zakkum
zehir zemberek
zehir zıkkım
zehretme |
zehretmek
zehrolma
zehrolmak
zekâ
zekâ bölümü
zekâ düzeyi
zekâ geriliği
zekât
zekâ testi
zekâvet
zekâ yaşı
zekâ yeteneği
zeker
Zekeriya sofrası
zeki
zekice
zelil
zelil etmek
zelil olmak
zelve
zelzele
zem,-mmi
zemberek,-ği
zemberekçi
zemberek kutusu
zemberekli
zemberek otu
zembil
zembil otu
zemheri
zemheri zürefası
zemin
zemin kat
zemin katı
zeminli
zeminlik,-ği
zemmetme
zemmetmek
zemzem
zemzem suyu
zen
zencefil
zencefilgiller
zencerf
zenci
zencifre
zencir
zencirek,-ği
zendost
zendostluk,-ğu
zengin
zengin erki
zengin etmek
zengin kafiye
zenginleme
zenginlemek
zenginleşme
zenginleşmek
zenginleştirme
zenginleştirmek
zenginlik,-ği
zengin olmak
zenne
zenneci
zennelik,-ği
zephiye
zeplin
zer
zeravent,-di
zerdali
zerde
zerdeçal
zerdeva
Zerdüşt
Zerdüştçülük,-ğü
Zerdüştî
zerk
zerk etmek
zerre
zerrin
zerzevat
zerzevatçı
zerzevatçılık,-ğı
zevahir
zeval,-li
zevalî
zevalî saat,-ti
zevalsiz
zeval vakti
zevat
zevce
zevcelik,-ği
zevç,-ci
zeveban
zeveban etmek
zevk
zevk ehli
zevk etmek
zevkiselim
zevkiselim sahibi
zevklenme
zevklenmek
zevkli
zevksiz
zevksizlik,-ği
zevkusefa
zevzek,-ği
zevzekçe
zevzeklenme
zevzeklenmek
zevzeklik,-ği
zevzeklik etmek
zeybek,-ği
zeybek havası
zeyil,-yli
zeyilname
zeyrek,-ği
zeyreklik,-ği
zeytin
Zeytinburnu'nu
(ilçe)
zeytinci
zeytincilik,-ği
zeytin dalı
zeytin ezmesi
zeytingiller
zeytin güvesi
zeytin kurdu
zeytinli
zeytinlik,-ği
zeytin rengi |
zeytinsi
zeytinsi meyve
zeytin sineği
zeytinsiz
zeytinyağı
zeytinyağlı dolma
zeytinyağlı fasulye
zeytinyağlı sarma
zeytinyağlı yemek, -ği
zeytunî
zıbarma
zıbarmak
zıbıdı
zıbın
zıddiyet
zıh
zıhlama
zıhlamak
zıhlanma
zıhlanmak
zıhlı
zıkkım
zıkkımlanma
zıkkımlanmak
zılgıt
zılgıtlanma
zılgıtlanmak
zımba
zımbalama
zımbalamak
zımbalanma
zımbalanmak
zımbalatma
zımbalatmak
zımbalı
zımbalı defter
zımbırdatma
zımbırdatmak
zımbırtı
zımnen
zımnında
zımnî
zımpara
zımpara kâğıdı
zımparalama
zımparalamak
zımparalanma
zımparalanmak
zımpara taşı
zımpara tozu
zındık,-ğı
zındıklık,-ğı
zıngadak
zıngıldama
zıngıldamak
zıngıl zıngıl
zıngırdama
zıngırdamak
zıngırdatma
zıngırdatmak
zıngırtı
zıngır zıngır
zınk
zıp
zıpçıktı
zıpır
zıpırlık,-ğı
zıpka
zıpkın
zıpkıncı
zıpkınlama
zıpkınlamak
zıpkınlanma
zıpkınlanmak
zıplama
zıplamak
zıplatma
zıplatmak
zıplaya zıplaya
zıppadak
zıpzıp (bilye; yoyo)
zıp zıp
zıpzıp atlama
zırcahil
zırdeli
zırh
zırhlandırma
zırhlandırmak
zırhlanma
zırhlanmak
zırhlı
zırhlı araç,-cı
zırhlı balık,-ğı
zırhlı başlılar
zırhlı birlik,-ği
zırhlı güç,-cü
zırhlı kuvvet
zırhlı yayın
zırhsız
zırıldama
zırıldamak
zırıldanma
zırıldanmak
zırıltı
zırıl zırıl
zırlak,-ğı
zırlama
zırlamak
zırlatma
zırlatmak
zırnık,-ğı
zırtapoz
zırtapozluk,-ğu
zırt fırt
zırtlak,-ğı
zırt pırt
zırt zırt
zırva
zırvalama
zırvalamak
zırzır (boşboğaz)
zır zır |
zıt,-ddı
zıt anlamlı
zıt kutup,-tbu
zıtlanma
zıtlanmak
zıtlaşma
zıtlaşmak
zıtlık,-ğı
zıvana
zıvanalı
zıvanalı sigara
zıvanalı vida
zıvanasız
zıya,-ı
zıypak,-ğı
zibidi
zibidilik,-ği
zifaf
zifir
zifirî
zifirî karanlık,-ğı
zifos
zift
ziftleme
ziftlemek
ziftlenme
ziftlenmek
zigot
zihaf
zihayat
zihin,-hni
zihin açıklığı
zihin berraklığı
zihin bulanıklığı
zihince
zihin hesabı
zihin jimnastiği
zihin karışıklığı
zihinsel
zihin yorgunluğu
zihnen
zihnî
zihniye
zihniyet
zikıymet
zikir,-kri
zikredilme
zikredilmek
zikretme
zikretmek
zikrolunma
zikrolunmak
zikzak,-ğı
zikzak dikişi
zikzaklı
zikzak makinesi
zikzak yapmak
zil
Zile (ilçe)
zilhicce
zili
zilkade
zillet
zilli
zilli bebek,-ği
zilli maşa
zilsiz
zilyet,-di
zilyetlik,-ği
zil zurna
zimamdar
zimmet
zimmî
zina
zincifre
zincir
zincirkıran
zincirleme
zincirleme isim
tamlaması
zincirlemek
zincirleme kaza
zincirleme sıfat
tamlaması
zincirleme tepkime
zincirlenme
zincirlenmek
zincirli
zindan
zindancı
zindandelen
zindan etmek
zindan olmak
zinde
zinde kuvvet
zindeleşme
zindeleşmek
zindelik,-ği
zinhar
zir
zira
ziraat
ziraatçı
ziraatçılık,-ğı
ziraî
ziraî işletme
zirkon
zirkonyum
zirve
zirve konferansı
zirve toplantısı
zirzop,-bu
zirzoplaşma
zirzoplaşmak
zirzopluk,-ğu
zirzopluk etmek
zivircik,-ği
ziya
ziyadar
ziyade
ziyadeleşme
ziyadeleşmek
ziyadesiyle
ziyafet
ziyan
ziyan etmek
ziyankâr
ziyankârlık,-ğı
ziyan olmak |
ziyansız
ziyaret
ziyaretçi
ziyaret etmek
ziyaretgâh
ziynet
zloti
Zodyak (burçlar
kuşağı)
zoka
zom
zom olmak
zona
Zonguldak
zonklama
zonklamak
zonklatma
zonklatmak
zonk zonk
zoolog,-ğu
zooloji
zoospor
zootekni
zor
zoraki
zor alım
zorba
zorbaca
zorbalık,-ğı
zorbalık etmek
zor belâ
zorca
zorgu
zorgulu
zorla
zorlama
zorlamak
zorlamasız
zorlanış
zorlanma
zorlanmak
zorlaşma
zorlaşmak
zorlaştırma
zorlaştırmak
zorlaya zorlaya
zorlayıcı
zorlayış
zorlu
zorluk,-ğu
zorlukla
zorsunma
zorsunmak
zorunlu
zorunlu emeklilik,-ği
zorunluk,-ğu
zorunluluk,-ğu
zorunlu öğrenim
zorunlu sigorta
zorunlu tasarruf
zoru zoruna
zuhur
zuhurat
zuhur etmek
zuhurî
zuhurî kolu
zula
zula etmek
zula olmak
zulmet
zulmetme
zulmetmek
zulüm,-lmü
zum
zurna
zurnacı
zurnacılık,-ğı
zurnapa
zurnazen
zübde
zücaciye
züğürt,-dü
züğürtleme
züğürtlemek
züğürtleşme
züğürtleşmek
züğürtlük,-ğü
züğürt tesellisi
Zühal (Satürn)
Zühre (Venüs)
zührevî
zührevî hastalık,-ğı
züht,-dü
zühul,-lü
zükâm
zül,-llü
zülâl,-li
Zülcelâl
zülfaris (çiçek)
zülfaruz (çiçek)
Zülfikar (Hz.Ali'nin
kılıcı)
zülfüyâr
zülüf,-lfü
zülüflü
zümre
zümre edebiyatı
zümrüdî
Zümrüdüanka
zümrüt,-dü
zümrütlenme
zümrütlenmek
zümrütleşme
zümrütleşmek
zümrüt yeşili
züppe
züppece
züppeleşme
züppeleşmek
züppeleştirme
züppeleştirmek
züppelik,-ği
züppelik etmek
zürafa
zürafagiller
zürra,-ı
zürriyet
züyuf
züyuf akçe |
|